|
||
![]() |
ÖZÜME DÖNEBİLSEM | |
M.Said Ekinci | ||
kiziltepeekspres@hotmail.com | ||
ÖZÜME DÖNEBİLSEM
O diyarın zümrüt tepelerinde kaygısız ve özgür bir kelebek gibi süzülürken, nefsin pervasız dürtüsü yüzünden sürgün yedim. Sebebini sorma, çünkü her sorunun içinde onlarca soru gizli. Bir kısmını bilirim, kalanı ise ufuk çizgimin ötesinde veya perdeli. Ne kadere sığınır ne de her şeyi kendimden bilirim. Acı dahi olsa payıma düşen suç adedince öz eleştiride bulunarak kendimle yüzleşmektir amacım.
Adım İnsan, asi ruhlu beni beşer. Sabıka kaydı ile ünlü. Suç dosyam kabarık ve çok yönlü. Saymaya kalksam bir daha saymam gerekir. Suçumu bilir ama sonuç gizlendi benden. İtiraf etmeliyim ki nerede ve nasıl biteceğini bilmediğim bu sınav serüvenim ne olduysa yasak meyveye el uzatmakla başladı ve o gün bu gündür gözümden yaş, benliğimden telaş hiç eksik olmadan kalbim ile aklım, fıtrat ile nefsim, hatta ruh ile bedenim canhıraş cenk halindedir. Zıtlıklar ile cebelleşen iç dünyamın baskısına daha fazla dayanmayarak ketum dahi olsa itiraf ve ifşa etmeğe karar verdim.
Bunca taammüde rağmen itiraf nefse bu kadar ağır galiyorsa, nasıl bir hasım ile başbaşa olduğumu anlamaya kafidir. Kabaca özetlemem gerekirse, Kardeşim Habil'e kıyarak arşı titrettim, Yusuf'u köle pazarında satarak yönetim bilinci ve adalet terazisi ile oynadım, İsa Mesih'i çarmıha gererek ahlak ve iffet abidesini yıkmaya çalıştığım gibi kutsal İncil'i de tahrif ederek dörde çıkardım, insanlığa son elçi olarak gönderilen El Emin'in aile efradını kılıçtan geçirip mushafa yeltendim, lafzını tahrif edemedim ama yanlış yorumlarla amacından saptırdım, sudan sebeplerle Salih'in onbinlerce devesini telef ederek azaptan azap beğendim, Tuğba ağacına erişemedim ama yerine içindeki canlılarla birlikte ormanları yaktım. Roma'nın adı çıkmış ama Ortadoğu ateşi hiç sönmeden milyonları közlemeye devam ediyor.
Şirazeden çıkmak tam da bu olsa gerek. Oysa ki yaratılışa anlam katan ben. Başıma ne geldi ise kendi elimden oldu ama hep mahcup ve titrek mazeretlere sığınarak suçuma ortak aradım. Nufuz, makam ve ilim gibi nimetleri birer kibir aracı yaparak toplum ile arama aşılmaz duvarlar ürdüm. Komşum aç iken tok yatarak üstelik Rızaen Lillah deyip hicaz yollarını aşındırdım. Yetmezmiş gibi günübirlik günahlarıma Kabe'yi silgi sanarak umre bezirganlığı yaptım. İnancım gereği kucaklayıcı olacağım yerde ya cennetin kapısına pusu kurmuş mavzerli bir tekfirci, veya kendi iç aleminde kaybolan bir meczup olarak göründim. Ya iktidar olmak için her yolu mübah gören bir ibaheci veya din ayrı siyaset ayrı diyerek dini cami ve vicdanlara hapsettim. En büyük ibadetin Adalet olduğunu bildiğim halde, işime gelmeyince pervasızca çiğnedim. Ama her nedense Mevladan gelen emir gereği insanlığa doğru yolu gösteren, mutedil ve erdemli bir insan olamadım. Had ve hududumu aşarak şu gök kubbe altında ne kayda değer bir faydam, nede gıpta edilecek bir hikayem oldu.
Beşeriyeti bireye indirgeyerek ben dedim. Çoğu insan gerçek yüzünü gizleyerek göleç tarafını aks etmesi, yaşam bütünlüğü ve komplikeyi bozduğuna inanıyorum. Son pişmanlık fayda vermez denilse de zararın neresinden dönülse kar olduğu malum. Özüme dönebilsem Mevla'ın ahsen'i takvim olarak yarattığı yeryüzündeki halifesi olduğumun farkındayım. Yoksa ne kimseyi suça boğmak ne de masumiyet atfetmektir amacım. Mehmet Said EKİNCİ. |
||
Etiketler: ÖZÜME, DÖNEBİLSEM, |
|