ANLAYAMAZSIN!
Biz yağmuru güneşle beraber sevdik sen bunu anlamazsın
Biz gökkuşağını severken tüm renklerini sevdik ayırt etmeden, sen bunu da anlayamazsın.
Biz çocukların saçlarını okşarken erkek kız diye düşünmeden sadece çocuk olduğu için okşadık sen bunu anlamazsın..
Biz adaleti saklarken içimizde kimse görmesin diye değil kirlenmesin içimizde diye yaptık sen bunu hiç anlayamazsın
Evet, bizde çok hata yaptık belki, toyduk dünyanın geçici sevincine çok aladandık ama biz senin gibi bunu yaparken başkasını kırmadık, sadece insandık (insancaydı) ve kendimizi dünya ile avuttuk ama sen bunu da anlayamazsın.
Biz kuşları sadece kanatları var diye sevmedik biz onları savunmasız diye de sevdik
Biz kurdu kuzuya hiç emanet etmedik!
Mesela bile isteye
Yani birini sırf biz istiyoruz diye mahkum etmedik o seçmişse saygı duyduk. Ama sen bunu da anlayamazsın!.
Yürümeyi de biliriz koşmayı da yere çakılıp kalkmayı da hatta ve hatta bazı durumlarda çakıldığımız yerde kalmayı da
Çünkü biz hayatın kuralının bu olduğunu bildik anladık ama sen bunu anlayamazsın.
Sarılırken birine diğerini kayırmadık. Çünkü biz sarılmanın tek bir yerde olduğunda yetmeyeceğini biliyorduk, beraber sarılırken güçlüydük bu yüzden düşene berber sarılmayı biz kendimiz öğrendik.
Sen bunu doğru kabul etmezsin ve bunu bilmezsin.
Elimizdeki mutluluğun kıymetini bilmediğimizden değil isyanımız, bizim isyanımız elimizdekiyle mutlu olmaya çalışırken onu gasp edişindir ama sen bunu da hiç anlayamazsın.
Gece uçtu gitti gün uyudu.
Dal kırıldı, söz yutuldu.
Duvar yıkıldı, zaman karıştı…
Şimdi tek soru çok cevap desem tüm cevaplarımı unutacak kadar değersizleştirilir sorumuz bilirim ama sen bunu asla anlayamaz ve bilemezsin!
Bir sürü soyut delil ama somutlaştıramıyoruz diye delillikten muaf olmuş bir yığın İspatsız durum.
Peki ya yüreğin İspatı?