1. Haberler
  2. Eğitim
  3. Kızıltepeli genç Ressam savaşların çığlıklarını sanata döktü

Kızıltepeli genç Ressam savaşların çığlıklarını sanata döktü

featured

Kızıltepeli genç Ressam savaşların çığlıklarını sanata döktü

Mardin Kızıltepeli genç ressam Şeyhmus Dursun Ortadoğu da bitmeyen savaşların çığlıklarını sanata döktü.

Karaman’da Karamanoğlu Mehmet Bey üniversitesinde resim bölümü 3. Sınıf öğrencisi Kızıltepeli genç ressam Şeyhmus Dursun, yaptığı çalışmalarla Karaman’da ve sosyal medyada büyük ilgi çekti.

Yaptığı çalışmaların konusu ise göç ve yok oluş yüzyıllardır orta doğuda bitmeyen siyasi dini ekonomik kültürel savaşın sesi olan genç hemşerimiz bu çığlıkları sanata döktüğünü ifade eden genç ressam Şeyhmus Dursun, yaptığı çalışmalar ve ilham aldığı konular ile ilgili şunları söyledi:

Tahrip edilmiş yüzeyler ve canlı renkler arasında bir çatışma sunuyor. Üstteki mavi arka plan, barış ya da gökyüzü sembolizmini çağrıştırırken, üzerine sıçramış kırmızı lekeler, savaşın kanlı yüzünü temsil ediyor. Alt kısımda kullanılan dikenli teller, savaşın fiziksel engellerini ve özgürlüğün kısıtlanmasını anlatıyor. Yanan ve parçalanmış kâğıtlar, savaşın yıkıcı etkilerini, kültürel ve insani değerlerin yok edilişini simgeliyor. Savaşın insan hayatı ve doğa üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor. Aynı zamanda özgürlüğe duyulan özlemi ve kan dökülmesinin acımasızlığını ifade ediyor.

Çerçeveye yerleştirilmiş dikenli teller ve ayakkabının varlığı ile dikkat çekiyor. Ayakkabı, savaşın ya da zorla göç ettirilen insanların trajedisini simgeliyor. Ayakkabının duruşu, terk edilmişlik veya yitip gitmiş hayatların bir sembolü gibi görünüyor. Tellerin düzenli yapısı, sıkışmışlık hissini ve hareket özgürlüğünün tamamen kısıtlanmasını vurguluyor. İnsan hayatının değersizleştirilmesi ve savaş sonrası kalan izlerin sessiz çığlıklarını yansıtan bir çalışma. Ayakkabı, kimliği bilinmeyen bir insanın hikâyesini sembolize ediyor.

Yanan çerçeve ve içindeki bir eşarp ile farklı bir hikâye anlatıyor. Dikenli teller bu çalışmada da varlığını sürdürüyor ve sınırların, kontrolün ve özgürlük eksikliğinin altını çiziyor. Eşarp ise kaybolmuş bir kadını, savaşın masum kurbanlarını veya kültürel bir öğeyi temsil ediyor. Yanmış kenarlar, savaşın yok edici gücünü güçlü bir şekilde hissettiriyor.

Savaş sırasında kaybolan kültürel değerleri ve insan hikâyelerini gözler önüne seriyor. Kadın figür

Savaş sırasında kaybolan kültürel değerleri ve insan hikâyelerini gözler önüne seriyor. Kadın figürünün dolaylı temsili, savaşın toplumsal cinsiyet üzerindeki etkilerini sorgulatıyor.

Genel Olarak

Bu üç eserler, savaşın insan hayatı üzerindeki derin etkilerini ve özgürlük arayışını sembolize ediyor. Dikenli teller, sınırlamaları ve fiziksel bariyerleri temsil ederken, yanıklar ve diğer objeler, savaşın yarattığı tahribatı gözler önüne seriyor. Her parça, izleyiciyi savaşın acımasız gerçekleriyle yüzleştirerek güçlü bir duygusal bağ kuruyor.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
duyars_z
Duyarsız
Kızıltepeli genç Ressam savaşların çığlıklarını sanata döktü
Yorum Yap