MEHTABİYAT
ÖLMEDEN ÖNCE
‘Her canlı ölümü tadacaktır’
‘Ölüm, hiçbir canlıya yakışmıyor…’
Bu iki gerçeği gördük, yaşadık dün akşam kızımla ve misafir kızım Elifle…
Çekirdek ailemizin tek erkeği, sessiz ama her daim bizi gözetleyen, kışın bile uyumayan, kocaman akvaryumuna sığmayan, kulaklarının yanındaki turuncu şeritleriyle arz ı endam eden su tosbişimiz artık yok…
*
Arka ayağında ve kuyruk yanında şişme oluştu bir anda. Koskoca Antalya’da sadece kedi ve köpeğe baksınlar diye eğitim alan veterinerler(?!) tropikal hayvanla ilgili bir teşhis ve tedavi bulamadılar. En nihayetinde bulduğumuz veteriner de birkaç günlük damla tedavisi sonunda, iğneyle şiş bölgeyi patlatınca, minnoş bedeni toplanamadı ve dün akşam sessizce öldü… Konforunu ve sağlığını düşünerek onca yaptığımız yenilikler, onca ümitler, üç yıldır verdiğimiz sevgi dolu emekler bir anda gözyaşlarıyla silinip gitti.
Dün;
Ecel o minik bedeni aldıktan sonra, eksildik, acıdık ve hayatı yeniden sorguladık.
Ölüm bize bir kez daha soğuk yüzüyle;
Her şeyin boş, süreli ve sevdiklerimizin ne kadar kıymetli olduğu gerçeğinin yanında, onları ne kadar çok sevdiğimizi söylememiz gerektiğini de hatırlattı…
Üç koca yürek;
Eksilen yürek ve eksileceğini düşündüğümüz yürekler için kenetlenip, sessiz ama derinden gözyaşı dökerek,
Birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi söyledik…
*
Ölmeden önce olmalı her şey;
Sevildiğini duymak, görmek, bilmek her canlının hakkı.
Arkasından döktüğünüz gözyaşının dili ve önemi yok zira…
MEHTAP TUMRİK-26.3.2019