LALİSTAN’DAN NOTLAR
Ferhat KAPLAN
Şair Metin Aydın’ın ilk şiir kitabı (Üryan) ve “Kavledilmiş Şiirler” şiir dosyasındaki şiirleri, yazar ve çevirmen Mustafa Aydoğan tarafından “Lâlistan” adıyla Kürtçe çevrildi. Lîs Yayınevi’nin okuyucuyla buluşturduğu Lâlistan’daki şiirler hayatın tüm sıkıntıları ile zamanın hızlı bir şekilde akışına inat, şair durmadan hız kesmeden “umut” diyor. Umut/umutsuzluk duyguları ve kimliğin kader olduğu duyguları geçiyor okuyana.
Metin Aydın, kitaba adını veren “lâlistan” şiirinde aşk ve umut uğruna kendini feda edebileceğine değinmiştir:
ustura ağzı kadar bileylediğimiz öfke
dili dağlanmış lâlistandı.
“Papağan” isimli şiirinde ise insanların olağan ritüellerine sıkı sıkıya bağlanmasına eleştiri getiriliyor:
Tevekkül
kuşlar densiz
nasılsa uyanır güne
daha gözünde çapak
ayak ayak adamlar
ha babam nümayiş
her vakit proleter
terkinde kuş devrimi
apolet sabahlara tüy kanat
silme yoldaş papağan.
Şair “kendinizi ifade edin, konuşun, haykırın, duygularınızı yazıya dökün” diyor “lâl” şiirinde:
velev ki öleceğim
kalmasın kınında sözcüklerim
artık bildiği kadar cenge
tutuşsun tek tek dizelerim.
dilimin dağlanışı
diyeti susku olan
çıkmalı kınından sözcüklerim
ölü doğacak yoksa şiirim.
“Soru” isimli şiirde, insan aynı zamanda sonunu hazırlar diyor:
sizden daha iyi bir mezar kazıyıcısı var mı?
Şair “o masal evin inadı” şiirinde çocukluğa, anılara olan özlemden ve çocuk olarak kalınması gerektiğinden bahsetmiş:
o masal evin tepesinde asılı duran güneş
ışıl ışıl gülümsedi
haylaz çocuk anılarından bana
salına salına süzülen kadim suda
eğleşirken uçarı balıklar.
suda taş kaydırmaca oynayan arıza veletlerin
sevinçlerinden kamburlu dertler sökün etti
sırra kadem bastı sonra çocuklar
daim ağzı salyalı lafazanların tiratlarında.
bir şair fantezisi olmalı mutluluğun resmi
gökkuşağından ödünç rengarenk kalemlerle
dörtnala hayatlar yaşanmıyor çünkü
ki bu melun renk cümbüşünde
ateşini yutmuş ejderhaydı devran.
eprimiş çocuk defterime eğri büğrü çizdiği
iki pencere bir kapı
bacası dumanlı
lambası kızıl
hepten arınmaya hazır pervane kamikazelerin
pike danslarla yandığı annemin resminde.
kırlangıçların kutsal sayıldığı
o masal evin tepesinde asılı duran güneş
ışıl ışıl gülümsedi haylaz çocuk anılarından bana
daim ağzı salyalı lafazanların tiratlarına inat.
daim ağzı salyalı lafazanların tiratlarına inat.
Daha sonra “lanet ettim” şiirinde toplumun derin yaralarına, acılarına değinilmiş. Şair bu şiirinde toplumsal acının nirvanasına ulaşarak isyan noktasına gelmiştir. Umuttan karamsarlığa doğru evrilen bir tabloyu betimleyen dizeler sökün ediyor:
heyhat, heyhat, heyhat!
oluk oluk kan!.. oluk oluk kan!..
utandım, utandım, utandım…
içimdeki zalime lanet ettim.
süt çocukların, melek kadınların…
kafalarını sunaklarda kesti
vicdanları kuyulara hapsolmuş katil taifesi!
vicdanları kuyulara hapsolmuş katil taifesi!
Kimi şiirlerinde (hey ki ne hey) de sevgilinin tenine duyulan özlem dile geliyor:
imandan çıkartmış gözlerine dalıp
seni bir güzel öpeceğim aklın duracak
kızılca kıyamet kopacak, tufan sonra.
bir kuş gagasıyla su taşıyacak yangınına
yanacağım yangınında.
hey ki ne hey! hey ki ne hey!
“ölenlere ağıt” şiirinde ise Yezidilerin katledilmesine duyulan öfke ve haykırışla sarsılıyoruz:
kanla sarhoş
galiz küfürler savrulur
kapkara elbiseleriyle davetsiz
zalim bir siluet
zifiri gecelerce zehirler aydınlığı.
yalınayak vaveylalarla biçare
sen gibi insan ey insanoğluinsan!
bak ölüyor kardeşlerin
öldürülüyorlar zebanice
tüyleri çekilmiş kanar
hadi sar yüreğinle
artık öldürülmesin yezîdîler!
biz ölelim öldürüldükleri her yerde!
İnsanların kötü yönlerini ortaya çıkarmakta ne kadar istekli oldukları konu edilmiş “yakarış” şiirinde. Şairin insanların kötülükte sınır tanımamasına şaşırması göze çarpıyor:
kâbustan beter
kan sızıyor şarkî gecelerden
duy sesimi tanrım!
çocukların bildiğin gibi değil.
Metin Aydın’ın son şiirlerinin yer aldığı “KAVLEDİLMİŞ ŞİİRLER” isimli dosyada yer alan şiirlerde aşka, sevgiliye doyamama vardır. Sevgilinin hayaliyle bir yaşam var. Sevgili ile göz göze geldiğinde dünyanın durduğu duygusu var.
Lâlistan’da bireysel duygular ile toplumsallık iç içe işlenmiş. Bireysel şiirlerinde genel olarak verdiği hisler; umut, heyecan, anı yaşama, merhamet ve çocukluğun temizliği, toplumsal olarak vermek istediği düşünce ise coğrafyanın kader olduğudur.
Buraya kadar duygusunu anlamaya ve aktarmaya çalıştığımız, “lâlistan” adıyla Kürtçeye kazandırılan eserin Türkçe yazan Metin AYDIN’ı nasıl etkileyeceğini merak ediyorum.
Oldukça iddialı bir eser “lalistan”. Kürtçe okurun yeterince feyz alabileceği bir ağırlıkta.