BU BAYRAM…
Bu Ramazan bayramı yazısında nostalji yaparak “Nerede o eski bayramlar! “ demeyeceğim ve eski bayramları ballandırarak anlatmayacağım. Çünkü ne kadar anlatmaya çalışsam da gözünü beton bloklarla donanmış sitelerde açan, sürekli yeni elbise ve ayakkabı giyen, her gün şeker, lokum ve çikolata yiyen; bilgisayar, telefon ve internetle büyüyen şimdiki çocukların ve gençlerin gözünde eski bayramlara dair bir şeyler canlandırabileceğimi pek sanmıyorum. Fakat yine de çocuklara örf, adet, gelenek, görenekler ve eski bayramlar anlatılmalı, yaşanmalı ve yaşatılmalıdır.
Bayramlar küskünlerin barıştığı, kırgınlıkların giderildiği; sevginin, dostluğun ve paylaşmanın arttığı; neşe, sevinç ve mutluluk günleridir. Ayrıca dil, ırk, renk, kültür, devlet ve coğrafyaları farklı olan Müslüman kardeşlerimizle aynı duyguları yaşamamıza vesile olan duygudaşlık günleridir.
Ben bugün size her bayram geldiğinde hatırladığım bir kıssayı aktarmak istiyorum. Bir bayram günü Peygamber Efendimiz, çocukları sokakta neşe içinde gülüp oynarken gördü. Ancak içlerinden bir çocuk eski ve yırtık elbiseler içinde bir kenarda ağlıyordu.
Efendimiz (s.a.s.) onun yanına giderek, “Niçin ağlıyorsun? Neden arkadaşlarınla beraber oynamıyorsun?” diye sordu.
Çocuk, üzüntülü bir şekilde, “Babam, bir savaşta Peygamberimiz ile birlikte savaşırken şehit oldu. Annem ise başka biriyle evlendi. Üvey babam beni evinden kovdu. Yiyecek, içecek, giyecek ve sığınacak bir yerim de yok. Analı babalı çocukların, böyle yeni yeni elbiseler giyerek oynamalarına imrendiğim için ağlıyorum.” diye cevap verdi.
Resul-i Ekrem, çocuğun elinden tutarak, “Benim baban, Aişe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in de senin kardeşlerin olmasını ister misin?” dedi.
Çocuk, konuştuğu kişinin Allah’ın Resulü olduğunu anladı ve sevinçle: “Nasıl istemem yâ
Resulüllah” dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber çocuğu alıp evine götürdü. Onu yedirdi, içirdi sonra da güzelce giydirdi. Çocuk sevinç içinde arkadaşlarının yanına döndü.
Diğer çocuklar onu gördüklerinde: “Az önce ağlıyordun.” dediler. “Sana ne oldu da sevinç içinde yanımıza geldin?”
Çocuk olanları anlatınca, arkadaşları ona şöyle dediler: “Keşke babalarımız da o savaşta şehit olsalardı ve keşke biz de senin gibi olabilseydik!”
Hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmış olan ve Arapçada îdü’l-fıtr şeklinde adlandırılan bu Ramazan bayramı; hiçbir dilek ve temenniyi sahipsiz bırakmadığımız, hiç kimseyi aç ve açıkta koymadığımız; iyilik dilediğimiz ve iyiliği yaşayıp yaşattığımız bir bayram olsun.
Bu bayram; gönül köprülerini kurduğumuz, ihtiyacı olanın sesini duyduğumuz; dert, keder, sıkıntı ve acıları azalttığımız; güzellikleri, umutları, mutlulukları ve sevinçleri çoğalttığımız bir bayram olsun.
Bu bayram; bireyselleşmeye ve yabancılaşmaya inat; kapımızı ve gönlümüzü açmanın, suyumuzu ve ekmeğimizi paylaşmanın, güler yüzümüzü, sevgimizi ve saygımızı göstermenin tadını yaşayacağımız bir bayram olsun.
Bu bayram; yalnız “ben” diyen değil “biz” diyerek dünyanın her tarafındaki Müslüman kardeşleriyle birlik, beraberlik, kardeşlik, hoşgörü, barış, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmaya gayret edeceğimiz bir bayram olsun.
Bu bayram; günahların af olduğu, küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, tatlıların değil güzel birlikteliklerin, dostluğun ve muhabbetin damağımızda tat bıraktığı bir bayram olsun.
Hz. Ali’ye sormuşlar; bayram nedir? ‘’Allah’a isyan etmediğimiz, günahsız geçen her gün bayramdır.’’ demiş.
Bayram, sevindiğimiz kadar değil sevindirdiğimiz kadar bayramdır. Bu nedenle bayram sevincimizi; çoluk-çocuk, anne-baba, eş-dost, hısım akraba, yaşlı, yetim ve öksüz, hasta ve engelliler ile paylaşarak onları sevindirmek gerekir.
Dostlar! Sanal kutlamalarımızı gerçeğe dönüştürelim ve bu yılki bayram tatilimizi yolumuzu gözleyen aile büyüklerimizle ve tüm sevdiklerimizle beraber geçirelim.
Her gününüz bayram olsun. Bayramınız mübarek olsun.
Sahi! Bu bayramınız nasıl geçiyor?
Kemal Kahraman
Hocam Allah razı olsun,sizin vede nezdinizde, bütün İslam aleminin mübarek ramazan bayramını kutlar,sevginin tesis edildiği,bir bayram olması dileğiyle,sevgi ve saygılarımla,Allah’a emanet olun nice bayramlara.
Hayırlı bayramlar hocam