GÖREN İLE KÖR BİR OLUR MU?
Körlük, gözlerin görme fonksiyonunu kaybetmesi demektir. Körlük, kendisine sabredilmesi halinde karşılığı cennet olan büyük bir musibettir. Ancak, kör (a’mâ) olmak sadece kafadaki göze ait bir olgu değildir. Kur’an, Allah’ın ayetlerine (En’am, 6/50) ve peygamberlere inanmayanları (Maide, 5/71), Allah’ı (Rad, 13/16) ve ahiret gününü inkâr edenleri (Neml, 27/66) mecazi anlamda kör olarak nitelendirmektedir. Allah (c.c.) göğüste olan kalbin de kör olabileceğini şöyle bildiriyor: “… gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hac, 22/45-46)
Âyet, muhataplarına bir taraftan Âd, Semûd ve Nûh kavmi gibi azgın kavimlerin başlarına gelenlere ibretle bakıp bunlardan ders çıkarmayı öğütlerken diğer taraftan asıl körlerin; olaylardan, musibetlerden, tarihi olaylardan, ölümden ibret almayanlar yani; kalp gözlerini kaybedenler olduğunu beyan ediyor.
Yüce Allah, “Ey basiret (derin kavrayış) sahipleri ibret alın.” (Haşr, 59/2) diye buyurmuştur. Görecek gözü, işitecek kulağı, anlayacak zihni, hissedecek kalbi olanlar yani basiret sahibi olanlar ölümden, cenazeden ve kabristandan birçok ibret ve uyarı alırlar. Dünyanın aldatıcı malına, makamına, gücüne bakarak şımarıp aldanmaz, yaratılış amacını ve ahireti unutmazlar. Fakat Allah’ın mesajlarına karşı gözlerinde perde oluşmuş; kalbi körelmiş, paslanmış ve manen ölmüş olanlar ne ibret alır ne de basiretle bakar. Bunlar baksa baksa ancak ölenlerin arkada bıraktığı mirasa bakarlar.
İbret almak, aklı kullanmak bir basiret işidir. Basiret, ilâhî bir nurdur ve sadece Allah’ın ‘el-Basîr’ isminin tecelli ettiği mümin kullarda bulunur. Bu yansımadan nasibini olmayanların gözlerinde perde olur (Bakara, 2/7.) ve bu nedenle hak ve hakikatı gör(e)mezler. (Yâsîn, 36/9.) Nasıl görsünler ki? Çünkü kafa gözüyle bakanlar sadece görmek istediklerini görürler.
Dostlar! ‘Körler memleketinde tek gözlü olan kral olur.’ diyerek, sakın körlerin ülkesinde kral olmaya kalkışmayın. Çünkü körlerin dünyasında görenlerin işi çok çetin ve sıkıntılıdır. Körler, görenleri asla anla(ya)mazlar ve saçmalıyor zannederler. Görenleri; şaşırmış, sapıtmış, bunamış sanırlar ve onları düzeltip kendilerine benzetmek için görenlerin gözlerini oymaya çalışırlar.
Peki, körlerin dünyasında ne yapmak gerekir? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Öncelikle körlerin şerrinden ve tehlikelerinden korunmak için kör taklidi yapmaya hiç gerek yoktur. Zira böyle davranmak Allah’ın ‘görme’ nimetini inkâr etmek anlamına gelir.
Görenler; kafa, zihin ve kalp gözü kör olanlara her türlü yardımı ve kolaylığı sağlamalı ve onların karanlıktan kurtulup aydınlığa kavuşmaları için çabalamalıdır. Ayrıca körlerin gören bir göze; düşünen, algılayabilen bir zihne ve akleden bir kalbe sahip olmaları için görenler tarafından gerekenler yapılmalıdır.
El-Basîr olan Allah, “Hiç gören ile kör (a’ma) bir olur mu?” (Ra’d, 13/16; Mü’min, 40/58; En’am 6/50.) diye sorar ve bu sorusunun cevabını Fatır sûresinin 19. ayetinde “Körle gören bir olmaz.” buyurarak vermiştir.
Bakmak ama gör(e)memek için Türkçede “Bakar kör olmak” diye bir deyim kullanılır. Yalın gerçekler apaçık ortadayken insanlar ve toplumlar neden bu kadar bakar kör olur, doğrusu ben de bir türlü anla(ya)mıyorum.
Körlüğün salgın bir hastalık gibi yayıldığı bir toplumda İslami, insani ve ahlaki değerler çöker. Bu dünyada gerçekleri görmeyen, görmek istemeyen, anlamayan, kabul etmeyen veya bütün gerçekleri sadece kendi çıkar ve menfaatinden ibaret gören kadar kötü kör yoktur ve kim bu dünyada kör olursa, ahirette de kör olacaktır. (İsrâ, 17/72)
Hem bakmak hem de baktığı şeyi görmek gerekir. Görmek farkında olmaktır. Bu nedenle; Yüce Allah’ın nurunu ve verdiği sayısız lütuf ve nimetlerini görmek lazım. Ayrıca hak ve batılı, tüm iyilikleri ve kötülükleri, doğruları ve yanlışları, gerçekleri ve yalanları, güzellikleri ve çirkinlikleri, adalet ve zulmü görmek; yakın, uzak bütün eş, dost, akraba ve komşuların, toplumların ve milletlerin çektiği sıkıntıları, dertleri, üzüntüleri ve acıları görmek gerekir.
Unutulmamalıdır ki; kör(lüğ)ün sonu felaket; gör(m)enin akıbeti selamettir.
Sahi! Hiç gören ile kör bir olur mu?
Kemal Kahraman
15.02.2025
Mümkün değil,Allah razı olsun,ancak bu kadar güzel anlatılır,İnşaallah gören göz ve gören kalp olanlardan oluruz,Amin.