Kemal Kahraman
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Siz vefalı mısınız?

Siz vefalı mısınız?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

SİZ VEFALI MISINIZ?

Günümüzde herkesin en çok aradığı fakat en az bulduğu şey vefadır. Vefa; iyilik yapanları, yapılan iyilikleri -yapılan iyiliğin ardından kötülük yapanların iyiliklerini de- unutmamak ve iyilikte bulunanlara aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermektir.

Sevginin, saygının bir göstergesi olan vefa; bizi her daim duasına alanlara, bizim için kendinden vazgeçerek varını yoğunu ortaya koyanlara; zayıf, güçsüz ve muhtaç iken bizi koruyanlara ve bize destek çıkanlara nankörlük ve ihanet etmemektir.

Din, ahlak, akıl ve vicdan tarafından tasdiklenen vefa, kişinin elest bezminde verdiği kulluk/fıtrat sözleşmesine sadık kalması, Allah’a ram olması ve insanlara verdiği ahdi korumasıdır.

Nankörlüğün zıddı olan vefa; bize yol bulanları, yol gösterenleri,  yol açanları, yol olanları, yalnız iken yoluna yoldaş olanları artık kendilerine ihtiyaç duyulmadığında da unutmamak ve onlara karşı aynı saygıyı sürdürmektir.

Bedeni, çevreyi/doğayı korumak, kirletmemek ve bu üç günlük dünyada bir eser veya hoş bir seda bırakmaktır vefa.

Vefalı kişilere vefakâr denir. En büyük vefakârlık, insanın Rabbini tanıması ve O’na karşı kulluk görevini yerine getirmesidir. Sonra da bir ömür boyu kendimize, anne – babamıza, eş ve çocuklarımıza, kardeşlerimize, ailemize, yakınlarımıza, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza; yaşayanlara, ölenlere, dostlara, düşmanlara, yakına, uzağa, zamana, mekâna, canlıya, cansıza, hayvana, bitkiye ve bütün mahlûkata karşı her hâlükârda vefa duygusuyla hareket etmektir.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatında vefa örnekleri çoktur. Bunlardan bir tanesi şöyledir. Tâif dönüşünde Efendimizi (s.a.v.) Mekke’ye almak istemeyenlere karşı; bir müşrik olan Mut’im Bin Adiyy Kureyşlilere; “Muhammed himayemdedir” diyerek Peygamberimizi (s.a.v.) Mekke’nin dışından alıp Kâbe’ye getirdi ve şehre girmesine yardımcı oldu. Bedir savaşından sonra düşman esirlerin durumu tartışılırken Efendimiz (s.a.v.) “Şayet Mut’im Bin Adiyy hayatta olup da esirlerin bağışlanmasını isteseydi, fidye almadan hepsini serbest bırakırdım” dedi. (Buhari, Humus, 16.)

Resûlullah’ın müşriklere gösterdiği vefâyı acaba biz bugün Müslüman kardeşlerimize gösterebiliyor muyuz?

İnsanın, iyilik yaptığı kişilerle arası neden bozulur ve niçin iyilik yaptığı kişi ona düşman kesiliyor, biliyor musunuz? Her şeyden önce kendisine iyilik yapılan kişi eğer gördüğü iyiliği vefa duygusuyla beslemezse yapılan iyiliğin minneti/yükü altında kalır, ezilir. Sonra da bu vefasızın yaptığı ilk iş önce vicdanını rahatlamak için iyiliği unutmak sonrada bir sürü bahane üreterek iyilik yaptığı kişiyle arayı bozmak ve en sonunda da ona düşmanlık etmektir.

Vefanın kişi ve toplum yaşamından neredeyse yok olmasının en başta gelen nedenleri bencillik ve dünyevileşmedir. Diğer sebepler ise bireyi merkeze alarak toplumu bir kenara iten, maddi arzuları öne çıkararak manevi değerleri ötekileştiren, ahiretin varlığını unutturan, hesap verme bilincini kaybettiren, kişisel hazları ve istekleri hayatın mihenk taşı hâline getiren yaklaşımlardır.

Modern zamanın bireysel ve toplumsal kronik hastalığı olan vefasızlığın olduğu yerde gerçek bir sevgiden, kardeşlikten, dostluktan, akrabalıktan, komşuluktan vs. söz edemeyiz.

Vefasızları hiç kimse sevmez iken vefalıları ise Allah da (c.c.) tüm insanlar da çok sever. Bundan dolayı vefakârlara mükâfat, rahmet, cennet ve Allah’ın rızası vardır. (Feth, 48/10)  

İnsanların vefasız olduğu bu vefasız dünyada vefalı olmak gerekir. Hz. Ali (r.a.): “Kimse bana vefa göstermese de, ben vefa göstermeye devam edeceğim.” derken, bir mesaj da ismi Ş. Ali olan babamdan olsun: “Ben yaptığım bütün iyilikleri ve bana yapılan tüm vefasızlıkları ve kötülükleri unuturum ama bana yapılan en ufak iyiliği asla unutmam.”

Vefasızlık insanlık tarihi kadar eski olsa da, ‘’eskiden söz, güven ve vefa vardı, günümüzde ne söz ne güven ne de vefa kaldı,’’ diye her gün vefasızlıktan dert yananlara şahit oluyoruz. Unutmayalım ki vefa gösterilir vefa beklenmez.

Sahi! Siz vefalı mısınız?

Kemal Kahraman

20.01.2024

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir