MEHTABİYAT
BENİ SEVİYORUM
Bir düşün;
Sonsuza kadar en çok kimin yanında rahat hareket edebilirsin?
Her hatanda en çok kim sana hesap sormaz, bedel ödetmez?
En mahrem yaşanmışlıklarını, içinden geçen kurguları en çok kim biliyor?
En çok kim içine akıttığın gözyaşlarından haberdar?
Her yıkıldığında kim seni ayağa kaldırıyor?
*
Açlığından, parasızlığından, yalnızlığından, bunaltan kalabalıktan, bir yerlerini kesen iç çamaşırından, elinin uzanmadığı yerdeki tatlı kaşıntıdan, kulağının içindeki çınlamadan, cebindeki son parandan, evdeki gizli zulandan, kimseye söylemeye cesaret edemediğin takıntından, her ay eşe dosta harcadığın gereksiz kaybından, gecenin bir yarısı aklına düşen tatlıdan, bilinçaltında yatan kâbustan
En çok kim haberdar?..
*
İlkokul aşkından, lise kaçamağından, askerde nöbet yerindeki uykundan, sahibi yoktur deyip bulup aldığından, trafiğe alkollü çıkmandan ve tüm bunları bilip, hesap sormayandan haberdar mısın?
Yok, O değil,
Yok, yok o da değil!..
*
Seni her yerde ve her koşulda, her halinle bilip terk etmeyen, hesap sormayan;
İnsani, dini, ahlaki, hukuki, etik süzgeçlerden geçirse bile katı şekilde yargılamayan tek birisi var;
Sadece kendin, şahsın, varlığın
Yani sen kere sen!
*
Sevdiğinden, eşinden, dostundan, çocuğundan, ailenden, çevrenden, evinden, otomobilinden, marka giysinden daha mı az kıymetlisin?
Peki, madem mutabıkız;
Neden kendine daha çok sarılmıyor, değer vermiyor, korumuyorsun?
Neden kolayca birine “Seni seviyorum” derken,
“Beni seviyorum” diyemiyorsun?..
*
Böyle geldiyse, böyle gitmesin,
Hâlâ nefes alıyorken, senden geçmesin,
Henüz fırsat varken;
Herkes önce kendini çok sevsin…
(En kıymetli sevgiliye; kendime sevgilerimle…)
MEHTAP TUMRİK-14.02.2019