HİÇ GEÇMESİN
Kusursuz hiçbir şey yoktu bunu çok iyi biliyorduk .
“Kadı kızında bile kusur vardır.” Diye başlayan cümlelerimizi olumluya çeviren bir yargı.
Doğru, çok doğru hiçbir şey kusursuz değildi. Yalnız kusur kalpte olmasın; kusur vicdanda olmasın ; kusur adalette olmasın; kusur soyut bir yargının bezgin cümlesi olmasın!
Kusur bedende olsun; kusur kaşında, gözünde olsun ama asla sol yanına değmesin kusur.
Ve asla yaka taktığın edepte olmasın!
Elinde avucunda ne var ne yok bilemem kalbinde de öyle ama kime ne kadar zarar verdiğine bakarım. Bir gönül kırdıktan sonra öyle yastığa huzurlu bir şekilde koyamasın kafanı. Gerekirse her gece önce bir vicdan yastığında uyuyacaksın, uyuyacaksın ki, tartıp biçeceksin hakkaniyetini.
Yürüyorum yolda saat 08:00 civarları, akşam uykusunu iyi almış, kulaklıkları takmış müziğin ritmi ile kendimi bir yanda hayata sımsıkı bağlarken, bir yandan da hayattaki çirkinliklerden uzak bir dünyanın içerisinde hayatı pozitif görerek yürüyorum. Karşıma apansızca çıkan 50-60 yaşlarında dilenci bir kadının gözlerine değiyor gözlerim.
Hiç konuşmadım. Hiç konuşmadı.
Ama gözleri o kadar çok şey anlattı ki ne anlattığını bende çok bilmiyorum ama vicdanımla derin bir konuşma gerçekleştirmiş olsa gerek, gözyaşlarıma hakim olamadım. Yolda yürürken bir yandan da zırıl zırıl ağladığımı fark ettim. Nasıl olurda pat diye bütün hayat enerjimi almıştı bu kadın biliyor musunuz?
….. neyse işte orası da bana kalsın deyip geçmek istiyorum. Ama şunu söylemeliyim ki, iki farklı insandan aynı eylemi görürüsünüz; biri çok onurlu yapmışken bu eylemi biri onursuzca yapmıştır. Yani mesele bir şeyin sebepleriyle alakalı, MECBURİYET.
Aslında mesele dilencilikle alakalı değil. Sadece bir temsiliydi. İnsan ne yaparsa yapsın elini vicdanına koyarak yapmalı..
Öyle her istediğin şey, senindir diye bir şey yok!
Ve unutma ki bir gün muhakkak ama muhakkak haksız yere aldığın zerre tanesi bile olsa misli misli çıkacaktır senden.
“Ben her şeyim demeyeceksin, gün gelecek hiçbir şey olacaksın!” GEÇMİŞ OLSUN yada pardon HİÇ GEÇMESİN.