AKADEMİ VE ÜNİVERSİTELER
Dünyada ve ülkemizde akademi ve üniversiteler; düşünce, fikir, bilim ve teknoloji üretmek açısından olması gereken kurumlardır. Zamanın gerisinde kalmamak ve ilim, bilim üretebilmek için bu kurumlar sürekli olarak güncellenmeli ve üretim yapması sağlanmalıdır. Ayrıca teknoloji olarak da diğer gelişmiş dünya ülkelerine bağımlı olmamanın yolu da buradan yani üretimden geçer. Çünkü her ülke ürettiği değerler ölçüsünde zengindir ve ülkeler ürettikleri değerlerle gelişirler.
Üniversite ya da diğer adıyla yükseköğretim kurumu, en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır. Dünyanın ilk üniversitesi, Abbasiler döneminde Bağdat’ta kurulmuştur. Dönemin en ünlü âlimleri de hatırı sayılır maaşlarla bu üniversiteye müderris olarak atanıyordu. Dönemin en ünlü âlimlerinin bu üniversiteye atanması akademik gelişime ne kadar önem verildiğini göstermektedir. Tıp eğitiminin de verildiği okuldan binlerce öğrenci mezun oldu. Moğol istilasına uğrayan Bağdat kenti ile birlikte Üniversitede tahrip edildi. Buna karşın bu üniversite Osmanlı döneminde birçok kez restore edilmiştir. Abbasiler döneminde çok sayıda eğitim kurumları kurulmuştur. Kurulan ilk üniversitesi ise bugünkü adıyla Harran Üniversitesidir. Harran Üniversitesi’nde dini ilimlerin yanında pozitif bilimler üzerine de eğitim veriliyordu. Harran Üniversitesinde eğitim gören birçok öğrenci hem pozitif bilimlere hem de İslam bilimlerine dair eserler veriyordu.
2010 yılında Nusaybin Kaymakamı Murat GİRGİN, dünyanın ilk üniversitesinin Harran’da değil, Nusaybin’de olduğunu ileri sürdü. Sayın Murat GİRGİN’in basına ”Buradaki Nisibis Akademisi, Şanlıurfa yani Edessa’da kurulan Akademia’dan yıllar önce kurulmuş. Bu mekânın tescili gecikince Harran’da dünyanın ilk üniversitesi diye yazılmaya başlandı. Ama gerçek anlamda buradaki kazıların bitirilmesi ile Nisibis Akademisi’nin dünyanın ilk üniversitesi olduğu ortaya çıkacak. Dünyanın ilk üniversitesi Harran’da değil, Nusaybin’de.” şeklinde bir ifade de bulunmuştur.
Burada ifade etmek istediğim hangi üniversitenin önce kurulduğundan ziyade, toplumların kaderini; eğitimin, üniversitelerin ve akademik gelişimlerin belirlediğidir. Toplumlar akademik anlamda gelişim gösterdiği ölçüde vardır.
Harran Üniversitesi veya Nisibis Akademisi’nin bu topraklarda kurulmuş olması ülkemizde de tarihten itibaren akademik ve teknolojik gelişime olan ihtiyacı göstermektedir. Bu üniversitelerde din, astronomi, tıp, matematik ve felsefe gibi eğitimlerin verilmesi hem pozitif bilimler hem de İslam bilimleri üzerine çalışıldığını göstermiştir.
Son yıllarda üniversite sayılarının artması buna bağlı olarak da akademik personel ve öğrenci sayısının artması, hem nüfus artışı hem de dünyadaki akademik ve teknolojik gelişime ayak uydurabilmek anlamında zaruridir. Bu anlamda ülkemizde de diğer dünya ülkeleri gibi akademik anlamda nicel olarak bir büyüme gösterme ihtiyacı hâsıl olmuştur. Genel olarak akademik bazlı büyüme yolunda bazı aksaklıklar olabileceği düşünülmeli ve buna göre önlem alınarak durmadan gelişim ve büyüme göstermeye çalışılmalıdır.
Ferhat KAPLAN