Ferhat Kaplan

Yazmak Üzerine

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ferhat KAPLAN

 

YAZMAK ÜZERİNE

Yazmak; insanın bilgilerini, duygularını, hikâyelerini ve en önemlisi de hayata dair biriktirdiklerini kâğıda dökme/dökebilme sanatıdır. Geçmişi günümüze taşıyabilmek, aynı zamanda tecrübelerini aktarabilmek için duvarlara resimler çizerek yazıya başlandı.

Yazı yazabilmek bir süreci gerektirdiğinden okumadan sonraki aşama olarak yazmayı ifade edebiliriz. Daha öncede ifade ettiğimiz gibi yazı yazabilmek için bir tecrübenin/birikimin olması gerekir. Bu yaşanmışlığı edinebilmek için de gerek yazılmış yazıları okuma gerekse de hayatı okuyabilmek gerektiğini düşünüyorum. Ve bu okumayı yapmak insana düşünmeyi öğretir. Düşünmeyi öğrenmeden ikinci aşama olarak ifade ettiğimiz yazmaya geçebilmek imkânsızdır. Yani yazabilmek için öncelikle düşünebilmeyiz. Düşünmeyi öğrendikten sonra insanın yaşanmışlıklarını/tecrübelerini anlatabileceği bir mecraya ihtiyacı olacaktır. Çünkü birikimleri kendisine ağırlık yapmaya başlayacak ve bu “yükten” kurtulma ihtiyacı hissedecektir. Yaşamın her anında etrafında bu “yükünü” anlatabileceğin insanlar bulamayacağına göre yazmaya yönelme ihtiyacı hissedilecektir.

Her ne kadar tersi bilinse de yazmanın insanı yalnızlaştırdığını düşünüyorum. Yazanın düşüncelerini bir süzgeçten geçirip toparlayabilmesi için yalnız kalmaya ihtiyacı olacaktır. Dış uyaranlar ne kadar azalırsa yazının kalitesi de artar.

Yazmak derken demek istediğimiz koca koca kitapların yazımı anlaşılmasın. Kişi kendine ait dışarıya kapalı günlüğünü yazarken bile bir birikimin olması gerektiği kanaatindeyim. Ve insanın en iyi verim sağlayabileceği an da kendisiyle baş başa kaldığı andır. Ulaşmak istediği kitleye de daha okunası yazılar istifadeye sunar.

Kabul etmek gerekir ki yazı ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar varlığını kabul ettirebiliyor. Yalnız bu demek değildir ki yazının kalitesi okur sayısıyla ölçülür. Demek istediğimiz yazının devamının gelebilmesi için yayılım göstermesi gerekir. Yazı ne kadar kaliteli olursa olsun daha fazla sayıda okuyucuya ulaşmıyorsa ömrü de maalesef ki kısa oluyor ve yazanın o mecradaki yaşam alanı daralıyor. Nihayetinde yazı okurun olumlu/olumsuz tepkisini oluşturabilmek için yola çıkıyor. Okuyucuda olumlu tepki oluşturmayı düşünmekten ziyade nasıl olursa olsun bir tepki oluşturmak gerekir. Devam eden süreçte ise oluşan bu tepkiyi olumluya çevirebilmek için çaba sarf edilir.

Yazının başarısı; hangi birey okursa okusun kendisinden bir şey bulabilmeli. Bu sağlanabildiği sürece yazının da yazanın da başarılı olacağı kanaatindeyim. Tabi bu da yılmadan denemeyle sağlanır. Çünkü insanın kendini en iyi ifade edebildiği mecradır yazı. Bu itibarla çok kolay vazgeçilmemeli ve üstüne üstüne gidilmelidir. Başarı sağlamaktan ziyade bireyin bu mecrada bende varım diyebileceği ölçüde var olur.

ferhatkaplan47@hotmail.com

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 5 Haziran 2023, 19:10

    👏👏👏👏👏