Kemal Kahraman
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ELÇİNİN SON VASİYETİ

ELÇİNİN SON VASİYETİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ELÇİNİN SON VASİYETİ

Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde ve Efendimizin hadislerinde imandan hemen sonra namaz zikredilir.
Namaz, iman eden kullarıma söyle namazı kılsınlar (İbrahim, 14/31.), diye buyuran yüce Allah’ın emri, bütün peygamberlerin Allah’a yönelişinin en somut göstergesidir. Kendisinin ve soyundan gelenlerin namazı dosdoğru kılmaları için Hz. İbrahim’in Yüce Allah’a duası (İbrahim, 14/40.), Hz. İsmail’in ailesine emri (Meryem, 19/55.), Hz. Lokman’ın oğluna öğüdü (Lokman, 31/17.), Rasulüllah’ın gözünün nuru, Refîk-i A’la’ya, (yüce dosta) giderken ümmetine son vasiyetidir namaz (Nesai, İşaratü’n-nisa, 1.).
İlk farz kılınan ibadet, dinin direği, imanın alameti, asli vatan olan cennetin anahtarıdır namaz (Tirmizî, Taharet, 1). Müminin nuru, kulun miracı ve ilk hesaba çekileceği amelidir namaz (Tirmizi, Salât, 188.). Allah Teâlâ’ya kulluğun en bariz göstergesidir namaz. Kulun manen cenab-ı Hakk’a yak(ın)laşması, O’nunla buluşmasıdır namaz.
Tevhit inancını amele dönüştürendir namaz. Rasûlullah’ın; Kişi ile şirk ve küfür arasında (engel olarak) namaz vardır (ve namazın terk edilmesiyle bu engel kalkar (Müslim, İman, 134.), hadisinde belirttiği gibi imanla küfrü birbirinden ayıran çok ince bir çizgidir namaz.
Tüm insanların eşit olduğunu hatırlatan, mümini maddî-manevî kir ve paslardan arındıran, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyandır namaz (Ankebut, 29/45). Nefsin ve şeytanın esaretinden kurtaran, kibir, gurur ve bencillik gibi hastalıkları tedavi eden, günahlara kefaret (Müslim, Taharet, 5.) bir ibadettir namaz. Nebi’nin; Bizimle onlar arasındaki ahit, namazdır (Tirmizî, Îmân, 9.) buyurarak münafıklarla aramızdaki güvencenin adıdır namaz.
Namazla hayat ve huzur bulan mümin;
Hayye ales-salâh (Haydi namaza!)
Hayye alel-felâh (Haydi kurtuluşa!),
nidasını işittiği anda dünyalık meşgalelerin hepsinden sıyrılarak bedeni, zihni ve kalbiyle bir ve tek olan Rabbiyle namazda buluşmanın, O’na yak(ın)laşmanın ve O’nun yüce davetine icabet etmenin sevincini, heyecanını ve Sevgili’nin son vasiyetini yerine getirmenin manevi hazzını yaşar.
Kim Allah (c.c.) ile konuşmak istiyorsa namaz kılmalı, kim de Allah’ın kendisiyle konuşmasını istiyorsa Kur’an okumalıdır.
Namazı bir lütuf olarak gören bir mümine namaz kılmak asla zor gelmez (Bakara, 2/45.). Fakat namazı bir külfet olarak gören ikiyüzlüler (inanıyormuş gibi davrananlar) için namaz katlanması güç bir yüktür (Nisa, 4/142.).
Kur’an-ı Kerim, namazı zayi eden, bu nedenle de şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir neslin geleceğinden bahseder ve bu tutumlarından dolayı onların büyük bir azaba çarptırılacaklarını bildirir (Meryem, 19/59.).
İmam-ı Azam; “Namaz kılmayan kâfir değildir, ama kâfirler namaz kılmazlar” diyerek, namazın farziyetini kabul eden ama namaz kılmayanları en veciz bir şekilde ikaz ve ihtar eder. Ahmet Bin Hanbel ise, “Âdem’e secde etmeyen (iblis) kâfir oldu, Âdem’in Rabbine secde etmeyen Müslüman kalabilir mi?” diye akledenlere sorar.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de inanmadığı, hafife aldığı, unuttuğu ya da ihmalkâr davrandığı için namazı terk eden kimseler bulunmaktadır. Bunlardan en acı olanı da inandığı halde bazılarının çeşitli bahanelerle namazı terk etmeleridir.
Namazı olmayanın imanı kâmil olmaz. Bediüzzaman, bu gerçeği şöyle ifade etmiştir. ‘’En büyük hakikat imandır, imandan sonra namazdır.’’ Namaz imkân meselesi değil, iman meselesidir. Bu sebeple hakiki bir imana sahip olanlar, namazı gereği gibi eksiksiz, huzur ve huşû içinde devamlı kılarlar.
Namaz kılmayanlar, “Namazı neden kılmadıkları” değil, “Allah onları hangi nedenden dolayı huzuruna kabul etmediği” üzerinde düşünmelidirler. İmanın hayattaki tezahürü, Müslüman kimliğinin en bariz göstergesi olan namazı inkâr edenler, küfre girmiş olur.
Yüce Allah iblîs’e: “Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?” (diye sorunca iblîs), “Ben ondan daha üstünüm; çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.” dedi (A’râf, 7/12).
Sahi! Seni secde etmekten alıkoyan nedir?

Kemal Kahraman 

13.07.2024

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir