Kemal Kahraman
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. YALNIZ MISINIZ?

YALNIZ MISINIZ?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

YALNIZ MISINIZ?

Babamdan duyduğum en güzel sözlerden birisi şudur: ‘’Ê bê je ‘’EZ û EZ’’ ewê bi mîni bê wxedî û bê Xweda û bê kes.’’[1]

Günümüz insanının –özellikle orta yaş üstü- en çok dert yandığı konulardan birisi bencilliktir (enâniyet).

Bencil sözcüğü ‘’ben’’ kelimesinden; enâniyet kelimesi Arapça’da ‘’ben’’ anlamına gelen ‘’ene’’ kelimesinden; Ezez ise Kürtçede ‘’ben’’ manasına gelen ‘’ez’’ sözcüğünden türetilmiştir.

İnsana yaşamın ve ölümün amacını öğreten İslam; bencilliğe karşı isârı, yardım etmeyi, paylaşmayı ve dayanışmayı cihanşumul değerler olarak kabul etmiştir. Bu nedenle İslam’a göre bencillik en kötü huylardan birisi olmakla beraber birçok kötü huyun da kaynağıdır.

Psikolojik bir hastalık olan enâniyet/bencillik, ben merkezli ve çıkar odaklı bir yaşam tasavvurudur. Bencillik; hem insanlar arasında hem de insan ile Allah arasında bir perdedir; dostlukların, arkadaşlıkların, akrabalıkların, komşulukların, ortaklıkların yok olmasına ve evliliklerin zarar görmesine sebep olabilmektedir.

Bencil/Egoist insan; dünyanın merkezine sadece kendini ve kendi hayatını yerleştiren, dünyadaki en saygıdeğer varlığın kendisi olduğunu varsayarak kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, her şeyin varlığını kendi varlığına armağanmış gibi gören, kişisel menfaatini herkesin ve her şeyin üstünde tutan, şahsi çıkar ve faydasına uygun olmayan hiçbir şeyin iyi ve güzel ol(a)mayacağını düşünen menfaatperest kişidir.

Egoist/Hodgam insan; yalnız kendisi için isteyen ve kendisi için seven, kendisiyle aşırı ilgilenen, elindekilerle yetinmeyen, açgözlü, tamahkâr ve cimridir. Aynı zamanda başkalarının ihtiyaçlarını, beklentilerini, isteklerini önemsemeyen; haklarını, duygularını ve düşüncelerini umursamayan, vurdumduymaz ve kibirli kişidir.

Öznesi olmadığı hiçbir işin ucundan tutmayan pragmatist, makyavelist, narsist ve anti sosyal bir kişiliğe sahip olan hodgam/ezez kişiler ayrık otu gibidirler. Dünyadaki her alanı ve her şeyi kendilerine istedikleri için hiç kimsenin kendilerinden daha üstün, bilgili, zengin, başarılı, güçlü, mutlu, sağlıklı, görünür ve tanınır olmasını istemezler.

Hiçbir fedakârlığa yanaşmayan; paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma ruhu olmayan, yaşamın her alanında kendilerinden her türlü kötülük ve fenalık beklenen bencil kimseler; öfkeli, kendini beğenmiş, kindar, nankör ve vefasızdırlar.

Devamlı yalnız ve mutsuz olan hodbin/bencil kimseler; hep kişisel düşünürler ve konuşmalarına şeytana özgü bir davranış olan ‘’BEN’’ diyerek başlarlar:

“BEN olmasaydım… ”,

“BEN her şeyin en iyisini bilirim, düşünürüm, yaparım… ”,

“BEN tok olduktan sonra kim açlıktan ölürse ölsün bana ne!..”,

“BEN sağlıklı olduktan sonra herkes hasta olsa gam yemem!..”,

“BEN kazandıktan sonra başkası kaybetse ne olur!..”,

“BEN yaşadıktan sonra diğerleri ölse umurumda değil!..”,

“BANA dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!..” gibi deyimler “BENCİLLİK” kavramını en güzel bir şekilde ortaya koyan ifadelerdir.

İnsandaki BEN’lik duygusunu BİZ’e dönüştüren imanın, BENcillik ile bağdaşması mümkün değildir. Bunun içindir ki insanlar/inananlar toplumsal yaşamda hiç kimseyi ötekileştirmeden ‘’ben’’ fikrinden uzaklaşarak ‘’biz’’ anlayışıyla hareket etmelidirler. Epikuros’un da dediği gibi, insanlar imansızlığı ve bencilliği ruhlarından söküp atmalıdırlar.

Efendimiz (s.a.s.), “Sizden birisi, kendisi için dilediği bir şeyi, kardeşi –komşusu- için de istemedikçe iman etmiş olmaz” (Buhârî, Îmân, 7) buyruğu ile aramızdaki “ben” ve “başkaları” ayrımını ortadan kaldırarak, kendimiz için istediğimiz iyiliği, güzelliği ve hayırlı şeyleri kardeşlerimiz için de dilemeyi, sakındığımız bütün kötülüklerden, çirkinliklerden ve şerlerden onların da uzak durmasını arzulamayı imanımızın bir gereği olarak saymıştır.

Bizler nefislerimizi/idimizi eğiterek bu hayat yolculuğumuzda birbirimizin derdiyle dertlenen, saadetiyle mutlu olan ve kardeşlerine karşı duyarlı insanlar olarak ne bencil olup insanları mağdur etmeli ne de bencillerin kurbanı olmalıyız. Bencillik yerine isârı; israf ve cimrilik yerine yardımı, cömertliği ve diğerkâmlığı tesis etmek için çabalamalıyız.

“BENCİLLİK İNSANLARI YALNIZLIĞA, İSÂR İSE BİRLİĞE GÖTÜRÜR.”

Sahi! Siz yalnız mısınız?

[1] ‘’Ben Ben’’ diyen kimse; sahipsiz, Allahsız ve kimsesiz kalır.’’

Kemal Kahraman

03.04.2024

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir