KARNELERİMİZ NE HÂLDE?
Her yıl eğitim ve öğretime başlayan öğrencilere, not durumlarını ve başarılı ya da başarısız olduklarını gösteren karne, tabir caizse bir “amel defteri” verilmektedir. Anne ve babalar ile karneyi alan öğrenciler, ders notlarını gördüklerinde bunun iyiye mi yoksa kötüye mi işaret olduğunu çok iyi anlarlar. Bundan dolayı, karnesini alan kimi öğrenciler başarılarını süsleyen teşekkür veya takdir belgesiyle sevinmekte ve yüzleri gülmekte, kimileri ise zayıf notlarıyla üzüntülü, mahcup ve pişman olmaktadırlar.
Karne, bir eğitim dönemini değerlendirirken; biz büyükler için aslında gizli bir muhasebe ve hayatın özüne dair manevi bir uyarı olmalıdır. İnsan, dünyada işlediği tüm amelleri kıyamet gününde görecektir. Bu durumu Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle belirtmektedir: “Kitabını oku! Bugün, nefsin sana hesap sorucu olarak yeter.” (İsrâ, 17/13-14)
Bu kitap, Kur’an’da sıkça adı geçen “amel defteri”dir. Bu deftere kitabu’l-a’mal veya sahifetu’l-a’mal da denir. Bu, insanın dünya hayatı boyunca yaptığı tüm doğru-yanlış, hak-batıl, iyi-kötü niyetlerinin, sözlerinin ve davranışlarının, hatta ihmal ettiklerinin dahi kaydedildiği ilahi bir kayıttır. (Kehf, 18/43) Bu kayıt, Kirâmen Kâtibîn, hafaza, rakib ve atîd olarak anılan meleklerce tutulur. (Enbiyâ, 21/94; Kâf, 50/18; Zuhruf, 43/80)
Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere ise soldan verilecektir. Kur’an’da defteri sağından alanlara “ashâbu’l-yemîn”, solundan alanlara ise “ashâbu’ş-şimâl” denir. Sağdan ve önden defter almak; kolay hesap, müjde sevinç ve cennet, soldan ve arkadan almak ise mahcubiyet, pişmanlık ve azap/cehennem işaretidir. (Hâkka, 69/19, 25; İnşikâk, 84/7, 10) O gün, okuma-yazma bilmeyenler bile Allah’ın verdiği yetenekle defterini okuyacaktır.
Tüm bu ilahi mesajlara baktığımızda, çocuklarımızın her yıl ellerimize tutuşturduğu “karne”, bizim için ahiretteki büyük hesaplaşmanın küçük bir provası gibidir.
Karneler sadece başarı belgesi değil, bizleri iç muhasebeye çağıran bir aynadır. Bugün çocuğuna “Neden derslerine çalışmadın, neden oyunla ya da telefonla zamanını boşa harcadın, ödevlerini neden yerine getirmedin?” diye azarlayan, uyaran ve sitem eden ebeveynler; “Bugün çocuğunu uyardın, yarın Rabbin seni uyardığında ne cevap vereceksin?” Acaba dönüp de kendi hayat muhasebeni yaptın mı? Amel defterinden haberin var mı?
“Bir gün bu karne gibi, büyük küçük ne varsa; zerre miktarınca iyilik ya da kötülük içeren tüm amellerin yazılı olduğu bir karne/amel defteri bana da verilecek…” diye düşündük mü? Allah Teâlâ bizlere sayısız nimet, akıl, mal, mülk, evlat, servet vermişken, acaba bizler o nimetlerin karşılığı olan hamdi, şükrü, duayı, niyazı ve ibadetleri ne ölçüde yerine getirebildik?
Niçin bana kulluk etmedin? Ben sana ibadetleri emrettim. Sen ise hiçbir ibadeti eda etmedin, hiçbir çağrıya kulak vermedin, derse ben ne cevap veririm? Beni azarlayıp, cehennemine koyarsa ben ne yaparım?” diye hiç düşündünüz mü? Allah’ın bana verdiği nimetlere ne kadar şükrettim? Bana verilen sorumlulukları ne kadar hakkıyla yerine getirdim? diye hiç kendinize sordunuz mu?
İmanla, ibadetlerle, salih amellerle ve güzel ahlakla dolu bir defter mi tutuyoruz, yoksa inkâr, günah, gaflet ve boşluklarla yüklü sayfalar mı taşıyoruz?
Bir gün Rabbimize döneceğiz ve o defter açılacak. Kulaklar, gözler ve deriler (Fussilet, 41/20); eller ve ayaklar (Yasin, 36/65.) aleyhimize şahitlik edecektir. Ve o gün insan kendi karnesine hiçbir şekilde itiraz edemeyecek.
Karnesine bakarken mahcup ve pişman olan çocuklarımızın hali, belki de bizim ahiretteki halimizin küçük bir yansımasıdır.
Dostlar, Bugünden itibaren, çocuklarımızın getirdiği her karneyi yalnızca akademik başarı açısından değil, bizleri kendimize çağıran bir mesaj ve ahireti, hesabı, mizanı, sırat köprüsünü, mahşeri ve amel defterimizi hatırlatmalı; o defter açılmadan önce tövbe etmeli, salih amellere yönelmeli ve güzel ahlakla bezenmeliyiz.
Çocukların zayıf notlarına kızmadan önce, kendi hayat defterimize bir göz atmayı ihmal etmeyelim.
Sahi! Karneleriniz ne durum da?
Kemal Kahraman / 21.06.2025