Ahmet Sevinç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Bir Hayalim Var

Bir Hayalim Var

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir Hayalim Var

Bir kaldırım taşında oturup iki avucumu yanaklarıma dayayarak gürültüye kulağımı tıkayıp aklımdan geçenleri salgılıyorum mavi gökyüzüne… 

Kaderimin küçük bir kız çocuğu tarafından yazılmasını düşünüyorum mesela… 

Kuş cıvıltılarının, kuzu melemelerinin sesi altında, duru bir gölün kenarında yâ da… Eros oklarını peş peşe saplarken kalbimize, papatyalar takmak sevgilimin saçlarına göldeki kuğuların şahitliğinde…  

Hele kuş olma hayalim en keyiflisi çılgınlıklarımın; yorulmak nedir bilmez kanatlarımın sayesinde dağları denizleri aşıp dünyayı kuşbakışı seyretmek nasıl mutluluk verir bana İkarus misali. (üstelik hiç düşünmeden kuşları vuranları… )

Ve mümkünse geçmişe dönebilmek adım adım, görünmez olup bütün dâhilerin, diyojen’lerin, mucit’lerin, kahramanların, peygamber’lerin hayatını nasıl yaşadığını görmek yerli yerinde.  

Firavun bu kadar zalim miydi, Büyük İskender o kadar cesur muydu, Helen övüldüğü kadar güzel miydi gerçekten? Çok mu akıllıydı Katerina?..  

Yusuf peygambere bir ip uzatsam kuyudayken, Yunus gibi yunus olup dalgalar arasında dans ederken yol göstersem kaybolan gemilere…  

Derviş olup Yunus Emre ile dolaşsam, dizlerinin dibinde uyuklasam yorgunluktan Mevlana‘nın… 

Dinozorları görsem o büyük göktaşı dünyaya çarpmadan bilmem kaç milyon yıl önce… 

İstanbul’un fethedildiğine tanık olsam, Çin Seddi yapılırken orda olsam, sahi, sarışın bir Çinli olsa, masmavi gözleri olan bir zenci ve bir doksan boyu olan bir Japon’la aynı dili konuşup dünya seyahatine çıksam… 

Belki Hz. Süleyman gibi bütün hayvanlarla konuşurdum ve öğrenmiş olurdum o zaman güvercinler ağladığında neden ölür, balinalar aşkına karşılık görmediği için mi intihar edip kıyıya vurur? Kelebekler insanlardan daha akıllı oldukları için mi dünyada altı saat kalırlar? Nasıl oluyor da bir kartal üç kilometreden bir tavşanın kımıldadığını görebiliyor?..  

Belki o zaman öğrenirdim yılanların neden intikamcı olduğunu, akreplerin neden akrep ve aslanın hayvanların kralı olduğundan haberi olup olmadığını… 

Ölümsüz olsam kıyamete kadar, ölsem de başka bir beden de doğsam, reenkarnasyon sadece benim için gerçekleşse… 

Sonu gelmez para rezervlerimle Afrika’nın dört tarafına su ve yemek götürsem, en güzeli de üstelik doyasıya dondurma versem saçları bukleli kara çocuklara ve lunapark açsam çölün orta yerine, kamikaze’de çılgınlar gibi kopsak korku dolu çığlıklarımızla, diskolarda sabahlara kadar dans edip eğlenenlerin inadına!

Neden atıldık baki cennetten fani dünyaya sanki? Neden bir elma yüzünden uyduk şeytana? Çok mu kötü, manavdan bir elma çalan çocuğun kulağını çekmeyip de asmalı mı onu, kesmeli mi?

Ah benim ütopyalarım, imkânsız rüyalarım, akıllara zarar hayallerim, gerçeklerden ırak düşlerim… Aklımı çelip durmayın, avuçlarımı yanaklarımdan çekip gerçek dünyaya döndüğümde çok kötü koyuyor gördüklerim ve birazdan yaşayacaklarım… Ya hiç girmeyin aklıma, yâda hiç uyandırmayın….

Ahmet Sevinç

03.03.2011

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir