”Yüzde 40”a Açık Mektup
Bence asıl sorun yeğen, Türkiye gibi bir ülkede ”halkın yüzde 60’ı aptaldır” demek değil. Asıl sorun, zeki ve akıllı insanların nasıl olup da aptal gibi davrandığı.
Mektubuma başlarken önce değerli büyüklerim başta Müjdat Gezen, Bekir Çoşkun olmak üzere Aysun Kayacı ve Fazıl Say’a selam ederim.
Nasılsınız iyi misiniz? Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız, hamdolsun yüzde 60 iyi, yüzde 40 kötüyüm.
***
”E tabii sizin tuzunuz kuru.” mu demeliyim bilmiyorum.
Ama sizin sürekli imtina ettiğiniz ve zerre hazzetmediğiniz bir partiye oy vermiş insanları yobaz, dağdaki çoban, ayak takımı, yavşak, cahil veya aptal seçmen diye adlandırmakla eleştiri maksadınızı aşmış olmuyor musunuz? Neden siz yüzde 60ın dışında kalan gruptasınız? Sadece şu anki iktidara oy vermediğiniz için mi? Sırf bunun için mi aptal değilsiniz?
Hayır, ben kendi adıma konuşacak olursam kesinlikle sizi aptal bulmuyorum.
Ama merak ediyorum Türkiye’de kurgulanmış yüzde 40 mensubunun baş aktörlerinden biri olarak; söyleyebilir mi acaba Bekir Çoşkun, hangi partiye oy verenler yüzde 60’ın dışında kalıp rahat bir nefes alabilir?
Türkiye’yi hukuk devleti, demokratik, özgürlükçü, çağdaş milletler seviyesine dönüştürecek bir parti işaret edebilir mi acaba? Aklı selim insanlar olarak çözüm ve fikir sunacaklarına, bir türlü hazmedemedikleri bir partiye oy veren insanlara aptal demek ne kadar zeki kılar sizi?
AK Partiye oy vermeyerek kendini ”kutsal” sayan bu önyargı, acaba nereden geliyor olabilir?
Acaba hiçbir maddi kaygı olmadan yaşayan, cahil olmayan, yobaz ve yavşak olmayan, aptal hiç olmayan değerli yüzde 40 klubü üyeleri, her zaman tehlike olarak kullandıkları irtica ve bölünme tehlikesi naralarından başka ne yapmışlardır bu ülke için?
Göbeklerini kaşımamaları veya arabesk dinlememeleri aptal olmadıkları anlamına mı geliyor?
Aptal olmanın ya da olmamanın ölçütü AK Partiye oy verip vermemekte midir?
Hangi yüzde 40 klübü bireyi tek bir faili mechul cinayet için kafa yormuştur bu güne kadar? Hangisi Güneydoğuda iş ve eğitim eksiliğinden orada yaşayan insanlar adına sözde değil özde kaygı duyarak mücadele etmiştir?
Hangisi, gençlerin neden dağa çıktığını merak etmiştir ya da oğlunun rahat bir yerde askerlik yapmasıyla uğraştığı kadar gelen asker cenazeleriyle ilgilenmiştir? ”bu gençler öldükçe vatan nasıl sağ kalabilir” diye hangisi kendi cenahına hesap sorabilmiştir?
Hangisi işkenceye karşı çıkmıştır?
Ben şahsen ne kendisinin resmettiği ”göbeğini kaşıyanlara” ne de kendisi gibi ”kıçını devirip yatanların oy vereceği partiye” oy vermem. Şu an mevcut olan hiçbir partiye oy vermem.
Yandaş değilim. Zeki bulmuyorum kendimi. IQ’mun tavan yapmadığının farkındayım fakat akıllıyım.AK partiye oy vermediğim için değil, kişi olarak aptal değilim.
Keşke aptal olarak gördüğünüz yüzde 60ları kendi safınıza çekmeye çabalarken görseydim sizi. Ama siz onları kazanmak istemezsiniz, onların kazanmasını da istemezsiniz. Size göre klasik müzik dinlemeyenler ”yavşak” partinize oy vermeyenler ”aptal” çobanlar ve gecekonduda yaşayanlar ”ayak takımı” sevmediğiniz Cumhurbaşkanı ”göbeğini kaşıyan adam” olur…
Sevsinler sizi.
Merak ettim de, Moliere böyle bir durumla karşılaşınca mı bu saptamayı yaptı: ‘‘bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır”
Ahmet Sevinç
08.02.2011
