KİNDAR MI? DİNDAR MI?
Paranoid kişilik bozukluğu olan kin/garaz duygusu, “Bir kimsenin içinde yaşattığı nefret, öfke ve düşmanlık duygusudur.”
Bugün insanların basit meselelerden dolayı birbirlerine kızması, öfkelenmesi, darılması, uzaklaşması ve dağılmasının en büyük sebebi kin duygusudur.
Allah`ın nimet ve imkân verdiği bir kimseyi kıskanan, haset eden ve kin tutanlar, hem dünyada hem de ahirette cehennem hayatını yaşar. Zira cennete; yüreğinde haset, kin, nefret taşıyanlar ile nefsinin ve hırslarının kölesi olanlar değil yüreği özgür olup iman, sevgi ve muhabbetle dolu olanlar girecektir.
Bir gün Resûl-i Ekrem: ‘Birazdan yanınıza cennetlik bir adam gelecek.` diye buyurdu. Çok geçmeden ayakkabılarını elinde tutan, yeni abdest aldığı için sakalından sular damlayan Medineli bir sahabi çıkageldi.
Efendimiz ertesi gün ve üçüncü gün sözlerini tekrarladığında aynı sahâbi mescidin kapısında beliriverdi. Abdullah b. Amr, bu sahabiyi cennete götürecek ibadetlerin ya da amellerin ne olduğunu öğrenmek ve kendisi de onları yapmak için sahâbinin peşine düştü ve üç gece ona misafir oldu.
Abdullah (r.a.) bu üç günlük süre zarfında adamın davranışlarında özel bir şey görmedi. Geceleri kalkıp ibadet etmiyor, sabah namazına dek uyuyordu. Sadece uyandığında sağına soluna dönerken Allah`ı zikrediyor ve tekbir getiriyordu. Bir serveti olmadığı için sadaka dağıtamıyor ancak konuşmasına çok dikkat ediyor, dilinden hayırlı ve güzel sözler dökülüyordu.
Abdullah (r.a.) üçüncü günün sonunda sahabiye şöyle dedi: “Hz. Peygamber üç gün üst üste, ‘Birazdan yanınıza cennet ehlinden birisi gelecektir.` dedikten sonra her defasında sen çıkageldin. Fakat bu üç gün içerisinde büyük bir amel yaptığını görmedim.”
Sahâbi, Abdullah`a (r.a.): ‘Senin gördüğünden başka yaptığım bir ibadetim yok.’ dedi. Bunun üzerine Abdullah gitmek için ayağa kalktığında sahâbi: ‘Yeğenim, şu var ki ben hiçbir Müslümana kin gütmem ve Allah`ın nimet verdiği kimseye de haset etmem.’
Abdullah (r.a.) bunun üzerine: ‘Seni cennetlik yapan ve bizim sahip ol(a)madığımız şey işte budur.` dedi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 166.)
Allah Resûlünün: “Birbirinize kin tutmayınız, haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz.” (Buhârî, Edeb 57, 58.) emrine uyan bu sahabi, bize içinde kin ve öfkenin bulunmayacağı cennetin yolunun daha dünyadayken cennetteymişçesine kin, öfke ve hasetten uzak bir yaşam sürmekten geçtiğini öğretmektedir. Bu da gösteriyor ki kim bu kötü hasletlerden uzak bir yaşam sürerse sanki daha dünyadayken cennetlik olur.
Bugün gerek şahıs gerek aile gerekse toplumların dağınıklığının ana sebebi; dedikodu, koğuculuk, küçümseyip alay etmek, yalan, bencillik/enâniyet, iftira, riya/gösteriş, su-i zan, tecessüs, hırs, öfke, intikam, haset ve kin gibi kalbî hastalıklardır.
Başarının, huzurun, birlik, beraberlik, sevgi ve kardeşliğin oluşması ve bunların tekrardan yakalanması ancak bu kalbî hastalıklardan kurtulmakla mümkündür. Çünkü beden ülkesinin sultanı olan kalp, düzgün ve sağlıklı olursa beden de düzgün ve sağlıklı olur.
Beden düzgün ve sağlıklı olursa o zaman şahıslar, aileler ve toplumlar da düzgün, sağlıklı ve istikamet sahibi olur.
Bunun için herkesin; sevgi ve muhabbet, birlik ve beraberlik, dostluk ve kardeşlik, doğruluk ve dürüstlük, hoşgörü, merhamet, mutevazilik, affedicilik, yumuşak huyluluk (hilm sahibi), ayıbı örtmek, geçimli, vefakâr, fedakâr, cömert ve yardımsever olmak gibi kalbî amelleri kuşanması gerekir.
Müslümanın sevgisi, kini ve nefreti sadece Allah rızası içindir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu konuyla ilgili şöyle buyurmuştur: “Allah katında en sevimli amel, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek ve Allah için kin tutmaktır.” (Ahmed B. Hanbel, V, 146)
İnsanın asıl düşmanı kindir. Allah’tan korkan, içinde günah, zulüm, haset ve kin bulunmayan bir kalbe sahip olan kimse insanların en faziletlisidir. Tertemiz bir gönüle sahip olan hiçbir Müslüman başka bir Müslümana kin tutmaz, kin tutmaya sebep olacak davranışlarda da bulunmaz ve onun duası önceki takva sahiplerinin dediği gibidir: “Rabbimiz! Müslümanlara karşı kalbimizde kin bırakma.” (Haşr, 59/10.)
Müslüman; kindar değildir. Bilakis o, dinin temel ilkeleri olan iman, ibadet, ahlak ve muamelata uyan dindar kişidir.
Sahi! Siz dindar mısınız yoksa kindar mı?
Kemal Kahraman
11.01.2025