CEHALET SAVAŞÇILARI
Genel olarak hepimiz ilk eğitimi evimizde annemizden alırız. Dolayısıyla hemen herkesin ilk öğretmeni de annesidir. Daha sonra eğitimlerimizi okulda veya okulun dışında fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimizden alırız. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “İlim öğreten kimseye, öğrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları sevap kadar sevap verilir…” İbn Mâce, Sünnet, 20.
Bir adanma mesleği olan öğretmenlik; yüce, kutsal ve en önemli meslektir. İlk yaratılan insana bilmediklerini öğreten Yüce Rabbimizdir. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bizim için en güzel örnek Hz. Muhammed’dir.
Bütün Peygamberler aynı zamanda birer öğretmendir. Nitekim Efendimiz (s.a.s), “Ben ancak bir muallim/öğretmen olarak gönderildim” (İbn Mâce, Sünnet, 17.) buyurmuştur. Bu hadis bize öğretmenlerin nebevî bir mirasa sahip olduklarını haber vermektedir. Peygamberimiz (s.a.s), dünya tarihinde eşi görülmemiş bir öğretmenlik örneği sergileyerek, cahiliye toplumu olarak anılan bir toplumu örnek, medeni bir toplum haline getirmiştir.
Branşı ne olursa olsun öğrencilerine bilgi kapılarının anahtarını veren öğretmenler; öğrencilerini küfrün ve cehaletin karanlığından imanın ve ilmin aydınlığına çıkarır. Öğretmenler öğrencilerinin ahlaki ilkelerle donanması; Rabbini bilen, Peygamberini tanıyan, ahiret bilincine sahip, devletini ve milletini seven; hakka ve hukuka riayet eden, doğru, dürüst, adaletli, güvenilir bir insan olarak yetişmesi ve hiçbir zaman doğrulardan şaşmaması için gayret gösterendir.
Birer cehalet savaşçısı olan öğretmenler; nesilleri din, bilim ve ilimle aydınlatan birer meşaledir. Devamlı iyiliği, güzelliği ve doğruluğu emreden kötülükten alıkoyan sadece okulda dersine girip çıkan değil, hayata farklı bir açılardan bakmayı ve ondan ders çıkarmayı sağlayan en değerli varlıklardır.
Hayatın yol haritasını çizen öğretmenler; insanları anlamayı, onlara sevgiyle, şefkatle yaklaşmayı, insanları tanımak için onların elbiselerine ve yüzlerine değil, içlerine ve düşüncelerine bakmak gerektiğini ve sevmenin sahiplenmek demek olmadığını öğreten müstesna şahsiyetlerdir.
Toplumlar ve devletler için vazgeçilmez birer değer olan öğretmenler; toplumun değer üreten ve toplumdaki değer algılarının yozlaşmasını engelleyen, toplumun ve devletin her yönüyle gelişmesi ve ilerlemesi için çabalayan fertleridir.
Öğrencilerinin sevgisi ile dopdolu olan fedakâr öğretmenlerin tek mutluluk kaynakları öğrencilerinin başarısıdır. Bu yüzden bir öğrencinin öğretmenine verebileceği en güzel hediye başarısıdır. Bir öğretmen –emekli olsa dahi- öğrencisinin başarısından duyduğu sevinci ve zevki başka hiçbir şeyden duymaz.
Bunun için mesleki, şahsi ve ailevî sıkıntılarını hatta çektikleri yaşam zorluklarını bir kenara bırakarak öğrencilerinin iyi yetişmesi için çırpınır, durur. Onun bu çırpınışı kendisi için değildir, tek derdi öğrencilerini yarınlara daha güzel hazırlamak, daha iyi yerlere ulaştırmak; onları zararlı alışkanlıklardan; iğrenç, sapık ve batıl ideolojilerden korumak; onları her türlü teknolojiyi ve çağın imkânlarını kullanarak devlete, millete, ümmete ve insanlığa hayırlı ve faydalı bireyler kılmaktır.
Şüphe yok ki; kısa ve uzun vadede bir ülkenin istiklal ve istikbali ile vatandaşlarının huzur ve barışı, kalkınması, ilerlemesi, gelişmesi, değişmesi ve medenileşmesi ancak her yönüyle iyi yetişmiş, donanımlı, nitelikli, bilinçli, diğergâmlı ve inançlı öğretmenler sayesinde olabilir. Bu nedenle toplumlar, milletler ve devletler öğretmenlerinin gayretleri, nitelikleri ve kaliteleri kadar güçlüdürler. Bunun için başta yöneticiler olmak üzere öğrencisiyle, velisiyle toplumu oluşturan herkesin öğretmene ve öğretmenlik mesleğine değer vermesi ve saygı duyması gerekir. Bunun yanı sıra öğretmenlik mesleğinin saygınlığını arttırmak, öğretmenleri maddi- manevi yönden rahat edebilecekleri hayat standartlarına kavuşturmak, öğretmenlerin toplumdaki statülerini yükseltmek, saygınlıklarını ve itibarlarını arttırmak da oldukça önem arz etmektedir.
Dostlar! Mesleğini özveriyle icra eden, yalnızca ders vermekle kalmayıp hayatımızı derinden etkileyen, karakterimizin gelişmesine ve kişiliğimizin oluşmasına önemli katkılar sunan emektar öğretmenlerimizi her daim ziyaret etmek; hediye sunmak, onların bilgi, tecrübe ve düşüncelerinden yararlanmak gerekir.
Öğretmenlerimizi yıldan yıla sadece 24 Kasım Günü’nde değil, her zaman hatırlamak, anlamak, onurlandırmak, övmek, varsa ihtiyaçlarını gidermek gerekir. Ayrıca onlara değerli olduklarını hissettirecek işlere imza atmanın ve onlara huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamanın bir vefa borcu olduğunu düşünüyorum.
Beni hayata yetiştiren, hayatıma dokunan, yaşamımda fark yaratan, kişiliğimin oluşumuna katkı sunan ve hayırlı bir insan olmam için elinden geleni yapan eli öpülesi anneme ve tüm öğretmenlerime yürekten teşekkür ediyorum. Tüm öğretmenlerimizin, Kur’an kursu öğreticilerimizin ve hocalarımızın ÖĞRETMENLER GÜNÜ’nü kutluyorum. Hayatta olanlara sağlık, sıhhat içerisinde hayırlı, mutlu ve umutlu günler diliyor, ahirete irtihal edenleri rahmet, saygı, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Kemal Kahraman
23.11.2024
Allah razı olsun hocam sizde bizim için, bir öğretici,eğitimci olarak,ellerinizden öperim, sevgi ve saygıyla, Allah’a emanet olun,sevgilerimle.