Mehmet Burhan Hedbi
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. İslam Fıkhı konularının sıralanması meselesi ve hikmeti

İslam Fıkhı konularının sıralanması meselesi ve hikmeti

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İslam Fıkhı konularının sıralanması meselesi ve hikmeti

İslam fıkhı (İslam hukuku), genel olarak ibadetler ve muamelat (günlük hayat ilişkileri) şeklinde iki ana kategoriye ayrılır. Bu kategoriler altında konular genellikle şu şekilde sıralanır:

  1. İbadetler (ʿÎbâdât)

Allah ile kul arasındaki ilişkileri düzenler.

Tahâret (Temizlik)

Namaz (Salât)

Oruç (Sawm)

Zekât

Hac

  1. Muamelat (Muʿâmalât-Toplumsal Hayat)

İnsanlar arası ilişkileri düzenler.

Aile Hukuku (Evlilik, boşanma, nafaka vs.)

Miras Hukuku

Borçlar Hukuku (Akid ve sözleşmeler, alışveriş, kira, rehin vs.)

Ceza Hukuku (Hadd cezaları, kısas, diyet vs.)

Yargı ve Şahitlik (Kadılık, deliller, şahitlik kuralları)

  1. Ukûbât (Cezalar)

Suç ve cezalarla ilgili hükümler.

  1. Siyer ve Cihad

İslam devletinin diğer devletlerle ilişkileri ve savaş hukuku.

  1. İktisat (Maliye Hukuku)

Vergiler, kamu harcamaları, beytülmal (devlet hazinesi) vb.

  1. Yönetim Hukuku (Ahkâmü’s-Sultâniyye)

Devlet başkanı, yetkileri, danışmanları ve yönetimle ilgili kurallar.

  1. Âdâb ve Ahlâk

Görgü kuralları ve bireyin ahlaki davranışları.

Bu sıralama, klasik fıkıh kitaplarında genellikle bu yapıdadır.

 

Kısa açıklamak gerekirse;

  1. Giriş: Sıralama Tesadüfi Değildir

Fıkıh kitaplarındaki konu sıralaması rastgele yapılmamıştır.

Belirli bir hikmet ve felsefeye dayanır.

  1. Sıralamanın Başlangıcı: Temizlik (Taharet)

Fıkıh kitapları genellikle taharet (temizlik) ile başlar.

Maddi ve manevi arınmanın ilk adımıdır.

  1. İbadetler Aşaması

Taharetten sonra abdest, gusül gibi konular ele alınır.

Ardından namaz, oruç, zekât gibi ibadetler gelir.

  1. Muamelat (Toplumsal Hayat)

İbadetlerin ardından alışveriş, sözleşmeler gibi muamelat konuları gelir.

Bireyin sosyal hayata dâhil olması sağlanır.

  1. Aile Hayatı: Nikâh

Muamelat sonrası evlilik hükümleri yer alır.

Bireyin aile kurması ve sorumluluk alması teşvik edilir.

  1. Mal Edinme ve Mülkiyet

Bireyin helal yollarla mala mülke sahip olması ele alınır.

Geçim yolları gösterilir, haramdan uzak durması amaçlanır.

  1. Cezai Hükümler: En Sona Bırakılır

Son aşamada cezalar (hudud, kısas) anlatılır.

Birey tüm meşru imkânlara rağmen suç işlerse devreye girer.

  1. Felsefi Temel ve Amaç

Bu sıralama pedagojik ve ahlaki bir inşa sürecidir.

Bireyi arındırır, bilinçlendirir, topluma kazandırır.

Cezai hükümler ise son çaredir, ilk adım değildir.

  1. Bilinçli ve Tefekkürle Oluşturulmuş Bir Sistem

Sıralama selef-i salihîn tarafından tefekkürle düzenlenmiştir.

Tesadüfi değil, hikmete dayalı ve sistematik bir yöntemdir.

 

Sonuç olarak;

İslam fıkhında konuların sıralanışı rastgele veya tesadüfi değildir; belli bir hikmete ve felsefeye dayanır. Fıkıh kitaplarında genellikle temizlik (taharet) konusuyla başlanır. Bu başlangıç, hem maddi hem de manevi arınmanın temel alındığını gösterir. Abdest, gusül gibi temizlik konularının ardından namaz, oruç, zekât gibi ibadetler gelir. Daha sonra muamelât (alışveriş, sözleşmeler), ardından nikâh ve aile hukuku konuları ele alınır. Nihayetinde ise cezai hükümler (hudud, kısas vs.) anlatılır.

Bu sıralamanın temelinde şu anlayış vardır: Bir birey önce arınır, ibadetlerle maneviyatını güçlendirir, toplumsal hayatla ilgili kuralları öğrenir ve uygular. Evlilikle birlikte sorumluluk alır, mala mülke sahip olur, helal yollarla ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelir. Böylece harama düşme yolları daraltılır. Tüm bu aşamalardan sonra hâlâ büyük günahlar işlerse (örneğin evli olduğu halde zina ederse ya da mülk sahibi olduğu halde hırsızlık yaparsa), o zaman ceza hükümleri devreye girer.

Dolayısıyla bu sıralama, bir pedagojik ve ahlaki inşa sürecini yansıtır. Fıkıh âlimleri bu düzenlemeyi sadece teorik bilgi sunmak için değil, aynı zamanda bireyi hem bireysel hem toplumsal anlamda eğitmek amacıyla yapmışlardır. Bu sıralama, selef-i sâlihîn tarafından tefekkür edilerek, belli bir metodolojiyle oluşturulmuştur. Kendi mütevazı kanaatim odur ki, bu sistemli yapı tesadüfî değil; İslam hukukunun derinlikli düşünce zeminine dayanan bilinçli bir tercihtir.

Burhan Hedbi

22.04.2025

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir