VALİZLERİNİZ HAZIR MI?
Geçen gün umre arkadaşım Hacı Ali amcayla karşılaştım. Hacı Ali amca inançlı, güzel ahlaklı, cömert, yardımsever ve ibadetine düşkün birisidir. Bana: ‘’Hocam, konuşmak için biraz zamanınız var mı?’’ diye sordu. Belli ki herkes gibi onun da biraz konuşmaya ve dertleşmeye ihtiyacı vardı. İşim olmasına rağmen onu kırmamak için ‘’Biraz zamanım var.’’ dedim. Hâl hatırdan sonra kendisine epey zamandır görünmediğini sordum. Biraz üzgün ve mahcup bir halde kızının yanına taşındığını söyledi. Doğrusu biraz şaşırdım. ‘’Şaşırmaman gerekiyor.’’ dediğinizi duyar gibiyim. Fakat hacı amca apartmanında iki erkek çocuğuyla oturuyordu. Ben de biri mühendis diğeri avukat bir diğeri de iş adamı olan bu üç erkek evladından birinin yanına değil de kızının yanına neden taşındığını sordum. Hacı amca küçük bir tebessümün ardından derdini, kederini ve acılarını içine gömerek konuşmaya başladı.
‘’Kemal hocam! Ben gece gündüz, yaz kış, sıcak soğuk demeden çalıştım. Rabbim, çalışmamın karşılığını fazlasıyla bana ikram etti. Allah’a çok şükür! Benim ev, arsa, arazi, dükkân ve arabam… oldu. Sonra evlendim, çoluk çocuk sahibi oldum. Çocuklarımı en iyi şekilde büyütmeye çalıştım. Onları okuttum, iş aş sahibi yaptım ve evlendirdim. Eşimin vefatından sonra üç yıl boyunca kocaman bir dairede yalnız başıma yaşadım. Belki oğullarımdan birisi beni evine alır da geri kalan ömrümü onlarla geçiririm diye düşündüm. Bir gün onları eve çağırdım. Onlara, takatimin kalmadığını, hastalığımın arttığını, artık tek başıma ihtiyaçlarımı görmekte zorlandığımı; kendilerini, torunlarımı ve gelinlerimi günlerce görmediğimi söyledim. Fakat onlar sırıtarak bana iyi olduğumu, bir ihtiyacım olduğunda kapıcıya söylememi, paraya ihtiyacım olduğunda –sanki ihtiyacım olan paraymış gibi- gönderebileceklerini söyleyip her zaman olduğu gibi beni tek başıma bırakarak evlerine çekip gittiler.
Hocam! Biliyor musunuz? Çocuklar; küçükken anne babalarını kaybetme veya onlar tarafından terk edilme korku ve endişesini yaşarlar. Ebeveynler de aynı şekilde ömür boyunca çocuklarını kaybetme korku ve endişesini; yaşlanınca da yalnız kalma ve onlar tarafından terk edilme kaygısını yaşarlar.
Geçen gün, ara sıra hizmetimi gören kızım Ayşe uygun görmem halinde kendi evlerinde kalabileceğimi söyledi. Ölümün ayak seslerini duyduğum bu ahir ömrümde istemeyerek de olsa çaresizlikten kızımın teklifini kabul ettim ve evine taşındım. Oysa ben yıllardır gözümden sakınmaya çalışarak büyük emeklerle ve çabalarla büyüttüğüm üç erkek evlat babasıydım!
Neyse! Kızımın bana ayırdığı odaya geçince damadım bütün eşyalarımın içinde olduğu valizimi getirdi. ‘’Hocam! Valizi görünce umre seminerinde bize anlattıklarınızı hatırladım.’’
Hani bize, İslam hukukunda kız çocuklarının da erkekler gibi mirastan payları (Nisâ, 4/ 11.) olduğunu anlatmıştınız. İyi ki ölmeden önce kızlarımın payını vermişim.
Sonra da Resûlullah’tan (s.a.v.) bir hadis söylemiştiniz. Allah Resûlu: ‘’Âdemoğlu, malım malım der. Ey Âdemoğlu! Yiyip tükettiğinden, giyip eskittiğinden ve sevap kazanmak için sadaka olarak önden gönderdiğinden başka malın mı var?’’ (Müslim, zühd, 3.)
Odada valizle öyle baş başa kalınca o gün anladım ki meğer bu dünyadaki bütün malım mülküm valizin içindeki eşyalarım -büyük bir ihtimalle ben öldükten sonra o valizi de çöpe atacaklar- ile yediklerim, içtiklerim; giydiklerim ve tasadduk ettiklerimmiş.
Bir de Umre’ye giderken yanımızda bulundurmamız gereken şeyleri saymıştınız ve ‘’Yanınıza boş valiz almayı unutmayınız.’’ demiştiniz. Biz de ‘’Hocam, boş valizleri ne yapacağız?’’ diye sormuştuk. Siz de ‘’İçine dua, tövbe, niyaz, sevap kısacası salih amellerimizi dolduracağız’’ demiştiniz.
Yaşamın bana öğrettiği şey kısaca şudur: Önemli olan, bu fani dünyada dünya ve dünyadakiler için hazırladığımız geçici valizler değil, önemli ve gerekli olan ebedi ahiret yurdu için hazırladığımız daimi valizlermiş.
Sahi! Sizin valizleriniz hazır mı?
Kemal Kahraman
06.01.2024
Kemal hocam her seferinde farklı sorunlara o kadar güzel bir üslupla yaklaşıyor ki insanın kendini sorgulamaması elde değil. Yüreğinize sağlık hocam en kısa zamanda yeni yazılarınızı görmek dileğiyle
Ellerinize sağlık
Kalemine sağlık çok yerinde ve zamanında bir konu
Yüreğine sağlık Şeyhim.
Sanırım insanoğlunun bu dünyadaki boşa gitmiş ve maalesef valizine ekleyemediği en büyük emeği evlatmış. Rabbim hepimize Salih evlatlar nasip etsin inşallah…
Elinize yüreğinize sağlık hocam