Kemal Kahraman

Hiç nankörlük ettiniz mi?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HİÇ NANKÖRLÜK ETTİNİZ Mİ?

Bu dünyadaki yolculuğumuzu sürdürürken bizi üzen ve canımızı acıtan birçok olayla karşılaşırız. Bu olaylardan birisi de hiç şüphesiz nankörlüktür. Güzel huylardan birisi olan vefakârlığın zıddı nankörlüktür.[1] Nankörlüğün zıddı da iman, hamd ve şükür (teşekkür) dür.

Evet dostlar! Şöyle bir düşünün ve bakın bakalım çevrenizdeki nankör ve vefasız insanlara. Ne kadar da çoklar değil mi? Vefalı insan; birçok kusurunuzu, hatanızı ve zararınızı görse de bir iyiliğinizi asla unutmaz. Ama nankör insan öyle mi? En ufak bir kusurunuzu, hatanızı ve zararınızı bir defa görse yaptığınız bütün iyilikleri bir çırpıda unutuverir. Hatta yaptığınız iyiliklere karşılık ver(e)meyen bazı nankörler size kötülükle karşılık verirler. Nankörlerin durumu ateş ve su misaline benzer. Şöyle ki ateş, suyu ısıtmak için saatlerce yanar; su ise ateşi bir saniyede söndürür.

Nankörlüğün(körlüğün) en büyüğü Allah’a karşı yapılandır. Diğeri ise anne babaya, evlada, sevgiliye, eşe, dosta, akrabaya, arkadaşa, komşuya; millete, ümmete vs. karşı yapılandır.          

Sanırım toprak, nankörlüğü hayat tarzı haline getirenden daha kötüsünü ne üstünde taşımıştır ne de içine almıştır. Nankörü, insanlar da sevmez Allah da sevmez. Allah nankörlüğü yasaklamıştır. (Bakara, 2/152.) Çünkü nankörlük münafıklık alametidir. Nankörlük diğer adıyla küfrân-ı nîmet bir ihanettir. Nankörlük bir iç bozulma, manevi bir hastalık ve şeytanın arkadaşlığıdır. Peki nankör kime denir?

Nankör; ona bir iyiliği devamlı yapınca onu senin görevin zanneden, almayı bilen ama vermeyi bilmeyen, kişiliği çıkarlarına göre şekillenen, menfaatinden başka kutsal tanımayan, maddeyi bütün ilişkilerin temeline yerleştiren, köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyen, şeytanın kefûr sıfatını (İsrâ,17/27.) taşıyan, nimetin ve iyiliğin kadrini bilmeyen, derin bir egoizme saplanan, vefasız, zayıf karakterli, tekbenci/solipsist bir varlıktır. (SOLİPSİST: Sadece kendi menfaatini düşünen kişi)

Nankör insan, Oscar Wilde’nin deyimiyle; her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir.  

Kendinizi bir kenara bırakıp nankörün derdini dinlersiniz, yanında kimse yokken yanında olursunuz, nanköre maddi manevi yardım edersiniz; eşim, dostum, sevdiğim, arkadaşım, oğlum, kardeşim, akrabam, komşum vs. dersiniz, elinizden geleni fazlasıyla yaparsınız ama bir gün gelir bütün yaptıklarınıza nankör kişi bir tek kelime söyler. “YAPMASAYDIN”  

Senin ve ailen için çalıştım, çabaladım, aç kaldım, açıkta kaldım, ömrümü çürüttüm, saçımı süpürge ettim dersiniz YAPMASAYDIN der.

Senin için korktum, korkuttum; üzdüm, üzüldüm; kırdım, kırıldım; dövdüm, dövüldüm, vurdum, vuruldum; yaraladım, yaralandım dersiniz YAPMASAYDIN der.

Senin için başkalarına düşman oldum, düşmanlarım oldu; gurbete çıktım, sürgüne gönderildim; cezaevine girdim; canımdan oldum dersiniz YAPMASAYDIN der.

Senin için işimi aşımı kaybettim; malımdan mülkümden, evimden barkımdan, köyümden oldum dersiniz YAPMASAYDIN der.

Senin için eşimden, çocuklarımdan, kardeşlerimden, anne babamdan, akrabalarımdan ayrı düştüm dersiniz YAPMASAYDIN der.

Senin için dünyayı cehenneme çevirdim, dünyada cehennemi yaşadım dersiniz YAPMASAYDIN der nankör.

Ne olursa olsun insan ne Allah’a ne de başkalarına nankörlük etmemelidir. Bilakis kendisine yapılan iyiliklerin, yardımların ve fedakârlıkların; verilen her türlü nimet ve rızıkların kıymetini bilmelidir. Çünkü İslâmiyet, hakkaniyet, insaniyet ve vefa duygusu bunu gerektirir. İnsana yakışan da budur.  

Şu sözlerinizi duyar gibiyim, o kadar çok nankörlük gördüm ki artık iyilik yapmak içimden gelmiyor ve iyilik yapmaya çekiniyorum!

Unutmayınız ki ‘’Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar.’’ (İsra, 17/84.) Hz. Ali (r.a.) der ki; ‘’Nankörlük edenlerin nankörlükleri, senin yapacağın iyiliklere mani olmasın.’’ Her şeye rağmen bizler iyi olmaya, iyilerle olmaya ve karşılıksız iyilik yapmaya devam etmeliyiz. Cemil Meriç de “Yapılan iyiliğin karşılığını beklemek manevi tefeciliktir.” demiştir. Onun için bizler, iyiliği insanlardan herhangi bir karşılık/mükâfat veya bir teşekkür almak için değil; yaratanın merhametini, mağfiretini, cennetini ve en önemlisi rızasını kazanmak için yapmalıyız.

Sahi! Siz hiç nankörlük ettiniz mi?

[1] Nankör, Nankorden türetilmiştir. Nankor, Kürtçe’de ekmek anlamına gelen “nan” kelimesi ile görmeyen kör anlamındaki “kor” kelimesinin bir araya gelmesinden oluşmuştur. Nankör yediği ekmeğin, gördüğü iyiliğin kıymetini bilmeyen nimeti inkâr eden anlamına gelir.

Kemal Kahraman

13.01.2024

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 13 Ocak 2024, 18:37

    Hepimiz Allah’a karşı nankör değil miyiz? Zora düşmeyene kadar aklımızdan Allah’ı geçirmiyoruz. Maalesef insanoğlu nankörlük ederek yaşamayı hayat tarzı haline getirmiş.

    Cevapla