Ahmet Sevinç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Korkuyorum Anne!

Korkuyorum Anne!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Korkuyorum Anne!

Cidden korkuyorum.

(Korkan bir çocuğun ruh haliyle içgüdüsel tepki olarak önce anne diyorum. Yoksa biliyorum annemim bile beni kurtaramayacağını…) hıh, baba desem ne olacak ki?

Geri püskürtülmüş, sindirilmiş, teslim olmuş, havlu atmış, kısa ve eğri bir dal parçasına beyaz yırtık atletimi bağlamış durumdayım.

(Yalnız son anda ne yapacağım belli olmaz, birazdan bir alt yazı, bir şok haber, yeni bir kazı, sarsılacağım bir itiraf kitabı bana hayat öpücüğü etkisi yaparsa kendime gelip çarpışabilirim sizinle. Alın gardınızı ve mağlub edersem sizi, gardırobunuzu da.)

Pes diyorum… bes. (yanlış yazmadım pes değil, bes.) yani yeter!

Geçenlerde eve döndüğümde evi dağınık bir halde buldum. Evi birbirine katan hırsız umduğunu bulamayınca sinirlenmiş olmalı. Geri zekalı işte, bekar evi olduğu belli olan ve işsizliğin diz boyu olduğu bir memlekettesin, ki bunun en bariz örneği de sensin, ne diye birbirine katıyorsun evi.

       Süstubışk, emır kürmıçi! (”Allahından bul” gibi bir şey)

Evden yedek ve maddi değeri pek az olan bir cep telefonu, yeni aldığım ama henüz giymediğim maddi değeri olan bir spor ayakkabı çalınmıştı… (sıfırdı ama.)

Tü xer je nebıni inşelle! (hayrını görme)

Birincisi hırsız eve girdiğinde evde olmadığıma sevindim, asla bir hırsızla karşılaşmak istemem, hırsızla karşılaşmaktansa evde olmamayı ve değerli eşyalarımdan olmayı tercih ederim.

Bu ülkede kendi evimde bir hırsızla karşılaşmaktan korktuğum kadar polisten de korkuyorum.

Evine hırsız giren bir arkadaşım polisi aramış. ”Polis parmak izi almak için her yere siyah bir toz sürüp, evi, soba borusu isi karasıyla boyanmış hale getirdiler. Sorulan onca saçma soru, hırsızın açmayacağı kapı yoktur hatırlatmaları, sıkıcı ve sanki kendisi suçluymuş gibi alınan ifadeler ve bir şey çıktığında ”biz sizi ararız”lar. Keşke polise haber vermeseydim” dedi arkadaşım.

Polis muamelesi yüzünden böyle durumlarda polise haber vermeyen birçok mağdur var.

(Bu arada hırsızın hiç mi suçu yok? Var tabi, terbiyesizin önde gideni o! Herşey onun başının altından çıktı. O… Ç.)

Bir gece yarısı hışırtılara uyanıp hırsızla kafa kafaya gelirsem ve hırsız bana bir zarar verirse kaçıp gider. Tabi öldürebilir de beni.

O beni öldürürse onun için problem değil, olan bana olur. Ben onu öldürürsem olan yine bana olur… ( e ölürüm daha ne.) Zira haneye tecavüz olmasına rağmen nefsi müdafamı yaptığım halde ağzı iyi laf yapan bir bir avukat  yüzünden ceza alabilirim.

Neymiş ”hırsız ev sahibinin canına kastetmek için değil, salt hırsızlık yapmak için girmiş, fakat ev sahibi hırsızın canına kastetmiştir!” diye cezaevinin lal duvarlarıyla tanıştırırlar beni.

_”bu evine giren bir hırsızı Türkiye’de olduğunu unutup öldüren bir mal.”

_”bu da duvar, mapustaki adı lal.”

Aldığı düşük maaş yüzünden karısının istediği ayakkabıyı almadığı için evden kavgayla çıkan bir hakime denk gelirsem neden olmasın.

Hele ki İngiltere’de devletin yargıçlarına sınırsız çek defteri verdiğini biliyorsa kalem bile kırabilir… klişe bir laf olacak ama tam yerinde kullanayım: burası Türkiye! (ben o kadar şanssızım ki Allah korusun başıma böyle bir iş gelse, bana bakan Hakim o gün karısına istediği ayakkabıyı almamıştır… kesin.)

Bazen de adalet yerini buluyor, mükemmel ekip, mükemmel takip, işine aşık emniyet mensupları o kadar iyi çalışıyor ki, suçluları en kısa zamanda bulup yargı önüne çıkarıyor.

Ama yine de ”çarpık” ve ”deve hörgücü”ne benzeyen bir sistem hayatımı karartabilir.

Suçsuz olduğum halde 10 sene tutuklu yargılanabilirim.

Hayatımın 10 senesini cezaevinde geçirmişim, dışarıya bir ruh halinde çıkıyorum, hastalık, psikolojik travma, güven bunalımı… ne kadar tazminat miktarı iyileştirebilir ki beni?

Dünyanın vergisini alıp, dünyanın en düşük asgari ücretini ödüyorsun be adam. Peki, ”yüksek vergi alıp, size az ücret ödüyorum ama insan haklarında yasalarım tavan yapıyor” diyebiliyor musun?!

Ben en iyisi eve girmeden önce kapıda biraz gürültü edeyim. (bir türlü anahtar deliğini bulamıyorum hesaaaaabı)

Neme lazım, içerde hırsız vardır…

Ahmet Sevinç

09.01.2011

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir